Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında, şüpheli Ç.D’nin aileye yönelik sosyal medyada tehdit içerikli paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir. Söz konusu zanlı, Ankara’da polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak İstanbul’a götürülmüş ve burada nöbetçi sulh ceza hakimliğinde “birden fazla kişi ile tehdit” suçlamasıyla tutuklanmıştır.
Bu sosyal medya aracılığıyla yapılan tehditlere dair başlatılan soruşturmada, daha önce İstanbul’da 6 ve Kahramanmaraş’ta 1 olmak üzere toplam 7 şüpheli tutuklanmıştı. Yeni gelişmelerle birlikte, bu soruşturma kapsamında tutuklanan şüpheli sayısı 8’e yükselmiştir.
Olayın başlangıcına bakıldığında, 24 Ocak 2023 tarihinde kaykay malzemesi almak üzere arkadaşlarıyla birlikte Hasanpaşa Mahallesi’ndeki bir pazara giden Mattia Ahmet Minguzzi ile B.B. ve U.B. arasında bir tartışma çıkmıştır. Bu tartışma sonrasında, pazardan ayrılmak isteyen Minguzzi, B.B. tarafından bıçaklanmış, ardından U.B. tarafından yerde tekmelenmiştir. Bu saldırı sonucunda ağır yaralanan Minguzzi, hastaneye kaldırılmıştır.
Hastaneden gelen haberler endişe verici olmuştur. 9 Şubat 2023 tarihinde hayatını kaybeden Minguzzi’nin yaşadığı bu trajik olay, toplumda büyük bir yankı bulmuştur. Ayrıca, Minguzzi’nin Bahçelievler’deki mezarına da zarar verildiği bildirilmiştir. 67 yaşındaki şüpheli D.A’nın, “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme” suçundan tutuklanması mahkeme tarafından karara bağlanmıştır.
Olayla bağlantılı olan genç şüpheliler, cinayet nedeniyle tutuklanmış ve 24’er yıla kadar hapis cezasıyla yargılanma sürecine girmiştir. İlgili dava, 8 Mayıs 2023 tarihine ertelenmiştir. Bu süreç, hem adaletin tecellisi açısından hem de toplumun güvenliği açısından oldukça önemlidir.
Yürütülen soruşturma, yalnızca bireysel saldırıları değil, bunların arkasında yatan sosyal medya tehditlerini de kapsamaktadır. İnternetin sunduğu anonimlik, birçok kişi için bir tehdit aracı haline gelmiş ve bu durum gazete, televizyon gibi geleneksel iletişim araçları ile kaçınılmaz şekilde bir mücadele alanı haline gelmiştir. Bahsedilen vaka, sosyal medyanın potansiyel tehdit oluşturma ve bunun sonuçlarını nasıl etkilediğini gözler önüne sermektedir.
Adalet sisteminde atılan adımlar, bu tür şiddet olaylarının toplumda yaygınlaşmaması için önemlidir. Dolayısıyla, ceza yargılaması süreçleri ve alınan ceza kararları, gelecekte benzer durumların önlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, sosyal medya kullanımı konusunda toplumu bilinclendirmek ve bu gibi davranışların cezai yaptırımlara tabi olduğunu vurgulamak önemlidir.
Sonuç olarak, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bu soruşturma, sadece bir olay üzerine değil, toplumsal bir problemin çözümü üzerine de yoğunlaşmaktadır. Eğitim, bilinçlenme ve hiv uygulamalarıyla bu tür yürütülen sorunlarla mücadele etmek, yalnızca suçlar üzerindeki ceza yaptırımlarıyla değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinç oluşturma yoluyla da mümkündür.