Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, Türkiye’nin, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Sudan halkına gösterdiği cömert duruşu vurguladı. Sudan’da 15 Nisan 2023 itibarıyla ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında süregelen çatışmalar ülkede ciddi sorunlara yol açmış durumda. Çatışmalar nedeniyle, altyapı, ekonomi, eğitim ve sağlık alanlarında derin yıkımlar yaşanıyor. Sudanlı halk, bu savaş nedeniyle pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Süregelen çatışmalar, ordu ile HDK arasındaki askeri reform ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle çözüme kavuşamıyor. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, bu çatışmalar sonucunda 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Üç milyondan fazla Sudanlı ülkesini terk etmek zorunda kalırken, 9 milyona yakın kişi ülke içinde yerinden edildi. Aynı zamanda, 25 milyon insan insani yardıma muhtaç durumda.
Ali Yusuf, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamalarda, Sudan’daki son durumu değerlendirerek Türkiye ile Sudan ilişkilerine ilişkin görüşlerini paylaştı. Türk hükümetiyle Sudan hükümeti ve halkı arasındaki ilişkilere dikkat çeken Yusuf, bu ilişkilerin güvenilir ve tarihi olduğunu belirtti. Sudan’ın egemenliğini destekleyen Türkiye’nin, savaş döneminde Sudan halkına cömert bir duruş sergilediğini ifade etti.
Bakan Yusuf, Başkan Erdoğan’ın 13 Aralık’ta Sudan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için Türkiye’nin arabuluculuk yapabileceğini söylemesini önemli buldu. Bu girişimin Sudan’a olumlu sonuçlar doğurabileceğine inandığını dile getirdi. Türkiye’nin, Etiyopya ile Somali arasındaki başarılı arabuluculuk deneyiminin ardından, Sudan ile BAE arasında benzer bir rol üstlenmesini umut ettiğini belirtti.
Yusuf, Mayıs 2023’te Cidde’de imzalanan “Cidde Bildirgesi”ne de değinerek, HDK’nin bu anlaşmaya uymadığını savundu. Sudan, bu savaşı “Onur Savaşı” olarak kabul ediyor ve bu savaşın Sudan halkının varlığını ve kimliğini tehdit ettiğini vurguladı. Sudan halkının tarihi boyunca karşılaştığı en büyük ihlallerin yaşandığını belirten Yusuf, ordunun son elde ettiği zaferlerde halk direnişinin rolüne dikkat çekti.
“Savaş sona erdiğinde yani Sudan’da kalıcı barış sağlandığında, kurtarılacak olan her şeyin kurtarılması için her türlü çabaya açık olduğumuzu söylemekteyiz,” diyen Dışişleri Bakanı, bu barışın sağlanması için iki temel şartın olduğunu ifade etti. Birincisi, tüm orduların tasfiye edilerek Sudan için tek bir ordunun oluşturulması, ikincisi ise HDK liderlerinin barış sonrası herhangi bir siyasi rol üstlenmemesidir. Bu şartların, Sudan halkının seçimlerle yönetimini belirlemesine ilişkin olduğunu belirtti.
BM Güvenlik Konseyi Uzmanlar Komitesinin raporuna göre, BAE’nin HDK’ye askeri yardım sağladığı ifade edildi. Yusuf, ataşeliklere sahip olduğunu düşündüğü birçok Batılı ülkenin çalışmalarının da bu durumu doğruladığını belirtti. Sudan Dışişleri Bakanı, ülkelerinin Rusya ile ilişkilerinin “net ve iyi seviyede” olduğunu ve bu ilişkilerin olumlu bir şekilde geliştiğine dair güvence verdi. Aynı zamanda, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde aleyhinde olduğu kararı veto ettiğini hatırlattı.
Ayrıca, ABD ve Avrupa Birliği’nin, Sudan’daki mevcut savaşın bir taraflar savaşı olarak tanımlanmasının bir hata olduğunu söyleyerek, kendileri açısından bu durumu yoksulluk olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Sudan’ın Afrika Birliği’nin kurucu ülkelerinden biri olduğunu belirtip, 25 Ekim 2021’de Sudan’daki gelişmeleri darbe olarak değerlendiren Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi’nin etkilerini de dile getirdi. Sudan, Afrika Birliği’nden askıya alınmış durumdaydı ve buna yeniden katıl