30 Nisan günü İstanbul Sultanbeyli’nin Hasanpaşa Mahallesinde, temizlik işinde çalışan Hivda T., boşanma aşamasında olduğu eşi Mehmet T. ile sabah evden çıktıktan sonra apartmanda karşılaştı. Tartışma kısa sürede büyüyerek şiddete dönüştü. Mehmet T., eşini boğazını sıkarak öldürdü. Apartman içinde yaşanan bu olay, komşuları ve çiftin çocuklarını dehşete düşürdü. Çocuklar, anne ve babalarının seslerini duyduklarında dışarı çıkmakta korktular, apartmanda ise kimse yardıma koşmadı.
Olayın duyulmasıyla birlikte çiftin çocukları, dayılarını arayarak durumu bildirdi. Kısa süre içinde polise de ihbar geldi ve polis ekipleri olay yerine ulaştı. Hivda T.’nin hayatını kaybettiği görülürken, zanlı Mehmet T. olay yerinden kaçtı. Ancak polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin 10 yıldır şizofren hastası olduğu ve ilaçlarını düzenli almadığı belirlendi. Ayrıca şüphelinin son 3 aydır evden ayrı yaşadığı ortaya çıktı. İşlemlerin ardından Mehmet T., adliyeye sevk edildi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olay, mahalle sakinlerinde büyük üzüntü yarattı ve insanların birbirine yardım etme bilincini sorgulattı. Komşuların duydukları çığlıklara rağmen müdahale etmemesi de tepkilere neden oldu. Bu olay, aynı zamanda şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıkların önemini ve etkilerini de bir kez daha gözler önüne serdi. Zanlının ilaçlarını düzenli kullanmamasının sonucunda meydana gelen bu trajedi, toplumda ruh sağlığının önemini vurguladı.
Hivda T.’nin ölümü, ailesini ve yakın çevresini derin bir yasa boğarken, toplumda da infial yarattı. Kadına karşı şiddetin bir kez daha vahşetini gözler önüne seren bu olay, toplumda farkındalık yaratma ihtiyacını bir kez daha ortaya koydu. Bu tür olayların önlenmesi ve şiddetin sona erdirilmesi için daha fazla önlem alınması gerektiği vurgulandı. Özellikle ruhsal rahatsızlıkların erken teşhisi ve tedavisi konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiği ön plana çıktı.