Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, Suriye’deki son gelişmelere dair önemli değerlendirmeler yaptı. Arınç, Suriye’deki mevcut durumdan en fazla kâr elde eden ülkenin İsrail olduğunu vurguladı. Arınç, “Suriye’de olanlardan en kârlı çıkan İsrail’dir. İran’ı mahvetti, Gazze’yi perişan etti. Şimdi Suriye’yi perişan ediyor” şeklinde konuştu. Bu değerlendirme, Suriye’nin içindeki karmaşanın ve özellikle İsrail’in bölgedeki stratejik hedeflerinin altını çiziyor.
Arınç, Türkiye’nin Suriye politikasında daha detaylı bilgi ve deneyime sahip kişilere ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Özellikle Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu‘nu işaret eden Arınç, “Sayın Davutoğlu, Suriye’nin hangi köyünde kimlerin yaşadığını, hangi kasabasında demografik ve etnik yapının nasıl olduğunu, geçmişten gelen gelenekleri ve kültürlerini adım adım sayardı” ifadelerini kullandı. Bu sözler, Suriye’nin karmaşık yapısının daha iyi anlaşılması için uzmanların önemini vurguluyor.
Eski TBMM Başkanı, Ekol TV’de gündemle ilgili açıklamalarda bulunarak, Suriye’ye “sözü geçebilecek” birini gönderilmesi gerektiğini belirtti. Arınç, “Türkiye masada olduğunu bir şekilde göstermeli, Suriye’deki bu yeni yapılanmada başat rol oynamalı. Buna hayır diyeceklerini tahmin etmiyorum” diyerek Suriye’deki gelişmelerin Türkiye için önemine vurgu yaptı. “30 km içerisinde eskiden beri kontrol ettiğimiz yer mi? Orada nasıl bir rejim kurulacak?” sorularını yönelten Arınç, Türkiye’nin etkin bir şekilde dahil olması gerektiğini ifade etti.
“Suriye’de en kârlı çıkan İsrail”
Bülent Arınç, Suriye’deki gelişmelerin ülke üzerindeki etkilerini tartışırken “Suriye’de olanlardan en kârlı çıkan İsrail’dir” dedi. Arınç, Rusya’nın Ukrayna ile savaşından dolayı bu durumu geçici bir süre daha sürdürebileceğini ve İran’ın da mevcut konumunun oldukça zayıf olduğunu belirtti. “İsrail, kendi amaçları doğrultusunda neredeyse Türkiye sınırına kadar gelecek bir hat çiziyor. Suriye, çok önemli ama bu dışarıdan dua etmekle, temennilerle yürümez” şeklinde konuşarak, bölgedeki varlığın sadece dileklerle değil, somut adımlarla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.