Suriye’de terör örgütü Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından başlatılan ilerleyiş, 7 Aralık 2023 tarihinde Baas rejiminin devrilmesi ve Beşar Esad’ın ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı. Bu yeni yönetim, ülkedeki azınlıklar arasında karmaşık duygulara sebep oldu. Azınlıkların, Esad’ın gitmesi nedeniyle bir yandan sevinç yaşarken, diğer yandan radikal unsurların etkisiyle endişe duydukları bildirildi.
Azınlık hakları konusunu dünya gündemine taşımak için çaba gösteren Sözcü TV muhabiri Gülnur Saydam, deneyimli gazeteci Uğur Dündar ile birlikte Arena programında Suriye’de yaşanan olayları detaylandırdı. Saydam, sözcülüğünü üstlendiği azınlıkların yaşadığı zorlukları aktarırken, çeşitli tehlikeler altında haber yapmaya devam etti. Özellikle, kaos ortamında hem hayatını riske atarak hem de kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirerek dikkat çekti.
Saydam, Suriye’deki çatışmaların tam ortasında gazetecilik tarihine geçecek yayınlara imza attı. Beraberinde çalıştığı Sözcü TV kameramanı İlyas Yiğit ile birlikte, zorlu koşullarda halkın sesi oldu. Ülkede yaşayan sekülerlerden Alevilere, Hristiyanlardan Dürzilere kadar pek çok azınlık grubunun, hem Esad rejiminden kurtulma sevincini hem de HTŞ gibi radikal unsurların oluşturduğu tehditler karşısındaki korkularını aktardı.
Yayınlarının ardından sosyal medyada hedef gösterilen Saydam, kişisel bilgilerinin paylaşılması ve tehdit edilmesi nedeniyle yaşadığı endişeleri de dile getirdi. Trollerin kendisini ‘provokatör’ olarak tanıtarak can güvenliğini riske attığını belirtti. Şunları ifade etti: “Çoğu zaman yerel halkın bize verdiği ekmek, zeytin ya da bazen bir parça peynirle idare ettik. Sıcak bir yemek bulmak neredeyse imkansızdı.”
Saydam, gerek konserve gerekse atıştırmalıklarla geçimlerini sürdürmeye çalıştıklarını, ancak en büyük problemin temiz su bulmak olduğunu vurguladı. “Temiz su bulmak çok zordu. Çoğu zaman güvenemediğimiz kaynaklardan su içmek zorunda kaldık.” dedi. Sürekli bir belirsizlik içinde, ölüm korkusuyla haber yapmanın ruhsal olarak yıpratıcı olduğunu da ekledi. “Her gece silah sesleri arasında uyumaya çalışmak, her an bir şey olacak korkusuyla yaşamak kolay değil.” şeklinde duygularını ifade etti.
Ancak tüm bu zorluklara rağmen, orada yaşayan insanların sesi olabilmek ve onların dramlarını dünyaya aktarabilmek için mücadele ettiklerini belirten Saydam, yaşadığı travmanın etkilerinin zihninden silinmediğini itiraf etti. “Açıkçası döndükten sonra yaşadıklarımı zihnimden tamamen silemedim. Bir süre uyumakta zorlandım. Geceleri hala o silah seslerini duyar gibi oluyordum.” dedi.
Saydam, zamanla toparlandığını ancak bu süreçte ailesinin ve yakın çevresinin desteğinin önemli olduğunu, meslektaşlarının da yardımını hissettiğini aktardı. Fakat, Suriye’nin o zorlu coğrafyasında yaşanan olayların ve dramların hala aklından çıkmadığını sözlerine ekledi. Bu ifadeler yalnızca bir gazetecinin mesleğindeki fedakarlığını değil, aynı zamanda savaş ve çatışma ortamlarının bireyler üzerinde bıraktığı derin etkileri de gözler önüne serdi.