“`html
Youtube platformunda içerik üreticisi Joe HaTTab’a konuşan Suriye’nin önde gelen liderlerinden Şara, 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle birlikte zorla yerlerinden edilen ve ülke dışına çıkmak zorunda kalan Suriyelilerin, topraklarına geri dönmeye başladığını ifade etti. Bu durum, Suriye’nin geleceği açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Şara, rejimin devrilmesiyle sonuçlanan süreç boyunca kontrol altında tutulan bölgelerde yaşayanların yerinden edilmediğini, bu bölgeleri yaşamak için daha fazla insanın tercih ettiğini belirtti. Onun görüşüne göre, şimdi herkesin birlikte sorunsuz bir şekilde yaşamaya devam ettiğini vurguladı. Bu, toplumsal bir değişimin habercisi olarak görülüyor ve toplumun farklı kesimlerinin bir arada yaşama iradesini güçlendiriyor.
Ülkeye dönüşlerin artacağına dair iyimser açıklamalar yapan Şara, “Eminim 2 yılda 14 milyon Suriyeli ülkesine dönecek. Geriye sadece 1 veya 1,5 milyon kalacak.” diyerek, dönüş sürecinin hızlanacağına dair güçlü bir tahminde bulundu. Bu, savaşın sona ermesiyle insanların doğdukları topraklara olan özlemlerinin yeniden canlanmasının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Şara ayrıca, devrik rejimin ülkedeki kurumları halk üzerindeki baskı ve otoritesini güçlendirmek amacıyla kullandığını da belirtti. Bu bağlamda, rejimin halkı düşmanlaştırdığını, tüm kurumları halkı kontrol altına almak adına yönlendirdiğini ve işkence ya da öldürme gibi yönetmelere başvurduğunu aktardı. Bu açıklamalar, eski rejimin yarattığı travmaların toplum üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor.
Ülkenin yeniden inşası ve kalkınma sürecinde adalet ilkesinin esas alınacağını söyleyen Şara, liderliğin nasıl ilerleyeceği ve nerede duracağı konularında net bir planlama yapılması gerektiğini vurguladı. “Devlet zayıfsa o ülkenin vatandaşı güçlü olamaz.” ifadesi, devlet yapılanmasının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu süreçte kamu kurumları, yasama ile yürütme organları ve çeşitli sektörler için kısa, orta ve uzun vadeli planların yapılmasının gerekliliğini belirtti.
Toplumdaki mevcut sorunların çözümünün zaman alacağını ancak istikrarlı planlar ve toplumsal eğitimle üstesinden gelinebileceğini ve “Verdiğimiz söze sadık kalmalıyız. Devletin inşasında önceliklerimiz olacak. Adalet dağıtacak kurumlar inşa edeceğiz.” şeklindeki ifadesi, geleceğe dair umut verici bir yaklaşımı yansıtıyor. Bu doğrultuda, halkın yeniden bir araya gelmesinin ve haklarındaki adaletin sağlanmasının önemine vurgu yapıldı.
Şara, Suriye halkının devrimle beraber moral bozukluğunun üstesinden geldiğini belirterek, “Artık Suriyelinin her yerde başı dik. Tarihin akışında değişiklik yaptık.” sözleriyle halkının öz güvenini ve gelecek için umutlarını güçlendirdiğini ifade etti. Bu durum, devrim sonrası dönemde halkın kendi iradesini ve gücünü bir yerde toplaması gerektiğine işaret ediyor.
Toplumun her kesiminin uyum içinde yaşam sürdürdüğüne dikkat çeken Şara, “Suriye’de toplumsal mutabakat var. Suriye’de bunun sayesinde ilk defa insanlar birbirini severek yaşayabilecek.” sözleri ile, bir arada yaşamanın ve ortak bir yaşam alanı oluşturmanın önemine vurgu yaptı. Bu mutabakat, farklı kesimler arasında bir köprü kurmayı ve gelecekteki olası çatışmaların önüne geçmeyi hedefliyor.
Şara, rejimin çökmesiyle devrimin tamamlandığını belirterek, bu nedenle devrimci aklın yerini devlet aklının almasının gerektiğini ifade etti. Amacını “intikamsız zafer” olarak tanımlayan Şara, af politikasını olumlu bulduğunu ve rejimin devrilmesinin ardından safını değiştirenlere iyi niyetle yaklaştığını vurguladı. Bu açıklamalar