Gezi Parkı Davası sırasında tutuklanan Tayfun Kahraman, ağustos ayında MS (Multipl Skleroz) hastalığıyla ilgili bir doktor kontrolüne götürülürken altı buçuk saat kelepçeli bir halde bekletildi. Bu süreçte yaşadığı ağır insan hakları ihlalleri ve kötü muamele ile ilgili görüntüler, kamuoyuyla paylaşıldı. Üç yıldır cezaevinde tutuklu olan Kahraman, yaşadıklarını Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın programında dile getirdi.
Kahraman, yaşadığı süreci aktarırken, ilk olarak kelepçelerinin normalden çok daha sıkı bir şekilde bağlandığını ve bu durumun kendisi için sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtti. MS hastası olması sebebiyle, normal insanlarda görülen kan değerleri ve kas yapısına sahip olmadığını, kullandığı ilaçlar nedeniyle kan değerlerinin düşük olduğunu ve bu yüzden darbelere karşı daha hassas olduğunu ifade etti. Ancak kendisine kelepçesinin gevşetilmesi beklerken, daha da sıkı bağlandığını söyledi.
Yaklaşık 25 dakika boyunca bu şekilde rahatsız bir yolculuk yapmak zorunda kalan Kahraman, bir mola sırasında bileklerinde morarma gördüğünde kelepçesinin gevşetildiğini aktardı. Kendisini “FETÖ’cü” olarak ifade eden görevlilerin, tutanağa “FETÖ/PDY hükümlüsü” olarak kaydettiklerini belirten Kahraman, böyle bir ithamın kendisi için büyük bir hakaret olduğunu vurguladı. Yaşadığı bu deneyimlerin, Gezi Parkı eylemlerinin ne kadar kötü niyetle yapıldığını bir kez daha ortaya koyduğunu dile getirdi.
Hastaneye sevk edildiğinde ise normalde jandarmanın dışarıda beklemesi gerektiğini belirten Kahraman, bu kez muayene sırasında jandarmanın odada bulunmasının kendisi üzerinde baskı oluşturmaya yönelik bir durum olduğuna dikkat çekti. Ancak doktor, kollarındaki izleri görünce tutanak tuttu ve görevlilerin amacını boşa çıkardı. Bunun üzerine, muayene sonrası kelepçesi yeniden sıkı bağlandı ve hastanede resmen sürüklenerek götürüldüğü ifade edildi.
Ayrıca, diğer bir mahkuma yapılacak sevk sırasında cezaevi aracının öğle güneşinde bırakıldığını ve havasız bir ortamda bekletildiklerini söyleyen Kahraman, bu durumun sağlık sorunlarına yol açtığını dile getirdi. Beş dakika içinde tansiyonunun yükseldiğini, gözünün karardığını ve parmaklarının uyuşmaya başladığını anlattı. Üç yıla yakın süredir tutuklu olduğunu ve daha önce böyle bir sistematik eziyetle karşılaşmadığını, bu muamelenin hem şok edici hem de onur kırıcı olduğunu belirtti.
Kahraman, en büyük işkencenin suçsuz olduğunu bile bile hapiste tutulmak olduğunu ifade etti. Üçüncü kez yeni yıla ailesinden ve çocuğundan uzak gireceğini belirten Kahraman, yeni yılın umut getirmesi gerektiğini dile getirdi. Bekleyen dosyasının Anayasa Mahkemesi’nde bir an önce karara bağlanmasını isteyen Kahraman, adil bir yargılanma gerçekleşmediği gerçeğini vurgulayarak bunun bir zulme dönüştüğünü ifade etti.
Son olarak, 2025 yılının masumların hapiste olmadığı bir yıl olmasını umduğunu belirten Tayfun Kahraman, herkese yeni yıl dileklerini sundu ve kendisine gösterilen destek için teşekkür etti. Böyle desteklerin, yalnız kapatıldığı bu hücrede kendisine güç verdiğini ve onur kaynağı olduğunu definitiv etti. En kısa zamanda evine döneceğine olan inancını da dile getirdi.
