Busenaz Sürmeneli, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’yi temsil eden bir boksördü. Çeyrek finalde karşılaştığı Janjaem Suwannapheng’e yenilerek turnuvaya veda etti. Suwannapheng’in cinsiyeti ve fiziksel görünümü, birçok tartışmanın odak noktası haline geldi. Bu konuda ses getiren isimlerden biri, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ oldu.
Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından Busenaz Sürmeneli’ye destek mesajı yayınladı ve Suwannapheng’in galibiyetiyle ilgili düşüncelerini paylaştı. Özdağ, Taylandlı boksörün kendisini kadın olarak hissetmesine rağmen ringde erkek fiziksel özelliklerinin baskın olduğunu savundu. Bu durumu “spor değil kadına şiddet” olarak nitelendirdi ve Olimpiyat Komitesi’ni spora ihanetle suçladı. Ancak aynı zamanda Busenaz Sürmeneli’yi de tebrik etti ve elinden gelenin en iyisini yaptığını belirtti.
Bu tartışmalar, cinsiyet ve sporun karmaşıklığını tekrar gündeme getirdi. Kimi insanlar sporun cinsiyetçiliği ve dışlanmayı pekiştirdiğini düşünürken, kimileri de herkesin sporda eşit şartlarda yarışması gerektiğini savunuyor. Busenaz Sürmeneli’nin karşılaştığı durum, sportif yeteneklerle cinsiyet algısının nasıl çelişebileceğini açıkça ortaya koyuyor.
Olimpiyat Oyunları, sporcuların sadece fiziksel yetenekleriyle değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal özellikleriyle de bir araya geldiği bir platformdur. Bu nedenle, cinsiyet ve cinsiyet kimliği konularının sporda nasıl ele alınacağı, gelecek yıllarda daha da dikkate alınması gereken bir konu haline gelebilir.
Busenaz Sürmeneli’nin başarılı performansı ve yaşadığı bu deneyim, sporda cinsiyetçilik ve dışlanma konularına daha fazla odaklanılmasını sağlayabilir. Belki de spor organizasyonları, cinsiyet ve cinsiyet kimliği konularını daha sağlıklı bir şekilde ele alacak politikalar geliştirmek zorunda kalabilir. Bu sayede, sporun gerçek anlamda herkes için adaletli ve kapsayıcı bir alan olması sağlanabilir.