Çin ile Tayvan arasındaki egemenlik ihtilafı devam ederken, Tayvan hükümeti sosyal paylaşım uygulaması TikTok’u ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirdi. 1949’dan bu yana fiili olarak bağımsızlığını koruyan Tayvan, Çin’in topraklarının bir parçası olduğunu iddia etmesine rağmen, bu konuda anlaşmazlık yaşamaktadır. TikTok’un ulusal güvenliğe tehdit olarak görülmesi konusunda Tayvan Dijital İşler Bakanı Audrey Tang, Çinli Bytedance şirketinin ana ortağı olduğu TikTok’un ulusal enformasyon ve iletişim güvenliği açısından “tehlikeli ürün” olarak sınıflandırıldığını açıkladı. Bakan Tang, düşman devletlerin kontrol ettiği ürünlerin ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğunu vurguladı.
ABD’nin de TikTok’u yasaklama çabaları devam ediyor. ABD Temsilciler Meclisi, TikTok’un ülkede yasaklanmasının önünü açacak yasa tasarısını kabul etti ve tasarı şu anda Senato’nun onayını beklemektedir. ABD Başkanı Joe Biden, Senato’nun onaylaması durumunda yasayı yürürlüğe sokacağını belirtti. ABD’nin TikTok’u ulusal güvenlik konusunda ciddi bir tehdit olarak görmesi, Tayvan ile ABD’nin bu konuda aynı çizgide olduğunu göstermektedir. TikTok’un yasaklanması durumunda, ana ortağı olan Çin ByteDance firmasının platformu devretmek zorunda kalacağı belirtilmektedir.
Bu gelişmeler, Çin ile Tayvan arasındaki egemenlik ihtilafının yanı sıra uluslararası ilişkiler ve ulusal güvenlik konularını da gündeme getirmektedir. TikTok gibi popüler sosyal medya platformlarının ulusal güvenliğe tehdit oluşturabileceği düşüncesi, birçok ülkenin bu uygulamaları denetlemek veya yasaklamak için adımlar atmalarına yol açmaktadır. Bu durum, dijital güvenlik konusundaki endişelerin giderek arttığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
TikTok’un ulusal güvenliğe tehdit olarak görülmesi, Çin ile Tayvan arasındaki ilişkileri daha da gerilmiş gibi göstermektedir. Çeşitli ülkelerin TikTok’u yasaklama veya denetleme konusundaki çabaları, platformun uluslararası alanda nasıl algılandığı konusunda da ipuçları vermektedir. Bu gelişmelerin ilerleyen süreçte nasıl bir etki yaratacağı ve uluslararası ilişkilerde hangi dengeleri değiştirebileceği ise gelecekteki gelişmelerle daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.