“`html
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündeminde olan bütçe görüşmeleri devam ederken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya önemli açıklamalarda bulundu. Yerlikaya’nın konuşması sırasında, özellikle Suriye’den ülkesine dönen mültecilerin sayısıyla ilgili veriler dikkat çekti. 6 Aralık 2024 tarihi itibarıyla, Esad rejiminin devrilmesinin ardından geri dönüş yapan Suriyelilerin sayısı 7,621 olarak kaydedildi.
Esad’ın Düşüşüyle Artan Geri Dönüşler
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM’de yaptığı açıklamalarda, Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasından önce ve sonra geri dönen Suriyeli mültecilerin sayılarını detaylı bir şekilde paylaştı. Sosyal medya hesapları üzerinden de gün gün verileri paylaşan Yerlikaya, 6 Aralık 2024 tarihinde 310, 7 Aralık 2024’te 176, ve 8 Aralık 2024’te 240 Suriyelinin Türkiye’den Suriye’ye geri döndüğünü belirtti.
Varılan bu sonuçlar, Suriye’deki siyasi durumun değişmesiyle birlikte geri dönüşlerin hız kazandığını gösteriyor. 9 Aralık 2024’te 1,259, 10 Aralık 2024’te 1,669, 11 Aralık 2024’te 1,293, 12 Aralık 2024’te 1,553 ve 13 Aralık 2024 tarihinde ise 1,847 Suriyelinin ülkelerine döndüğünün altı çizildi. Bu bağlamda, Türkiye için önemli olan, Suriyeli göç yönetiminin insan haklarına saygılı, medeni değerlere bağlı ve kamu güvenliğini ön planda tutarak yönetildiğidir.
Yerlikaya, 8 Aralık’ta Esad rejiminin düşmesiyle birlikte, Suriye’ye dönen Suriyeli sayısının 240 olduğunu, ancak bu sayının sonraki günlerde 1,847’ye kadar çıktığını vurguladı. Ayrıca Türkiye’de mevcut durumda bulunan Suriyeli sayısının 2 milyon 938 bin 261 olduğu belirtildi.
Meclisteki Protestolar
Bütçe görüşmeleri esnasında Bakan Yerlikaya’nın konuşması sırasında CHP ve DEM Parti milletvekilleri, kayyum atamalarını protesto etti. “Kayyum halk iradesine darbedir” yazılı dövizlerle Genel Kurul’a hitap eden milletvekilleri, hükümetin uygulamalarına karşı seslerini yükseltti. Bu protestolar sırasında ayrıca, “Kayyuma değil, halka bütçe” ve “Seçim hak, kayyum darbe” ifadeleri de dikkat çekti.
Bütçe görüşmelerinde TBMM Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçelerinin ele alındığı bir ortamda, bu tür siyasi ifadeler ve protestoların ön plana çıkması, Türkiye’nin demokrasi ve kamu yönetimi üzerindeki mevcut tartışmaların önemini ortaya koyuyor. Bu tür eylemler, halkın iradesine duyulan saygının önemini ve demokratik süreçlere duyulan güvenin zayıfladığını gösteren bir uyandırma çağrısı niteliği taşıyor.
“`
