Başta çözümü amaçlayan yasa tasarısının komisyon görüşmeleri sırasında yaşanan olaylar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde unutulmayacak bir iz bıraktı. Antalya ve Ankara’da köpek saldırıları sonucu hayatını kaybeden veya ağır yaralanan çocuklarının acılarını yaşayan aileler, Meclis’te milletvekillerinin saldırısına maruz kaldı. Bu saldırıların hedefi olan anneler ve babalar, hem fiziksel hem de duygusal anlamda derin yaralar aldılar. Ancak daha da üzücü olan, bu saldırıların Meclis’te gerçekleşmiş olması ve acılı ailelerin hiçbir saygı görmeden karşılanmalarıydı. Tüm bu olaylar, Türkiye’nin siyasi arenadaki durumunu ve halk ile siyasetçiler arasındaki bağı sorgulamamıza sebep oldu.
Meclis komisyonunda gerçekleşen görüşmelerde yaşanan bu olaylar, sadece köpek sorununu değil, ülkedeki daha büyük sorunları da gözler önüne serdi. Terör, güvenlik ve ekonomik sıkıntılar gibi önemli konuları çözebilecek siyasi iradeye sahip olmayan insanların milletvekili olarak seçilmesi, Türkiye’nin geleceği açısından endişe vericidir. Çocukların acıları karşısında duyarsız kalan ve halkın temel değerlerine saygı göstermeyen siyasetçiler, toplumda ciddi bir güven kaybına sebep olmuştur. Meclis’in saygınlığı zedelenmiş ve halkın temsilcilerine olan güven sarsılmıştır.
Çocukların köpek saldırıları sonucu hayatlarını kaybetmelerinin, toplumun vicdanını sızlatan bir durum olduğunu söylemek yetersiz kalır. Bu tür acı olaylar karşısında duyarsız kalan ve insanlık onurunu ayaklar altına alan kişilerin, siyasi makamlarda bulunması kabul edilemez bir durumdur. Bu olayların Meclis’te yaşanıyor olması ve milletvekillerinin acılı ailelere saldırması, ülkenin siyasi ve ahlaki açıdan ne durumda olduğunu sorgulamamıza sebep olmalıdır.
Türkiye’nin temel değerlerine ve insan haklarına saygı duymayan, duygularıyla dalga geçen ve acılı insanlara saldıran insanların siyasetin en yüksek makamlarında bulunması, ülkenin gerçek anlamda ne kadar demokratik ve insan haklarına saygılı bir ülke olduğunu sorgulamamıza sebep olmalıdır. Bu olaylar, Türk halkının geleceği ve ülkenin siyasi istikrarı açısından önemli bir ders niteliği taşımaktadır. Artık insanlık onuruna yakışır bir siyaset anlayışının benimsenmesi ve halkın temel değerlerine saygı duyulması gerekmektedir. Meclis’in saygınlığının korunması ve halkın temsilcilerine güven duyması için gerekli adımların atılması hayati önem taşımaktadır.