Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 20 Mart 2025 tarihinde Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz Satım (NDF) işlemlerine resmen başlamış olduğunu sosyal medya hesabından paylaşmıştır. Bu karar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının neden olduğu siyasi gerilimlerin ardından, döviz piyasalarında görülen sert dalgalanmaların hemen sonrasında alınmıştır. Dönemsel siyasi olaylar ve ekonomik istikrarsızlıklar, yatırımcıların ve işletmelerin döviz kurlarına olan güvenlerini sarsarak piyasalarda büyük bir belirsizlik yaratmıştır.
TCMB’nin açıklamasında, NDF işlemlerinin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılabilmesi için detaylı bir örnekle anlatılmaktadır. NDF, yani Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemleri, aslında bir finansal araç olarak değerlendirilmektedir. Bu tür işlemler, özellikle ihracatçı ve ithalatçı firmaların kur risklerinden korunmalarını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Dolayısıyla, ileri tarihte yabancı para cinsinden işlem yapacak olan firmalar için büyük bir güvence niteliği taşır.
Açıklamada verilen örneğe göre, bir firma gelecek ay 1 milyon dolar gibi bir ödeme yapması gerektiğini varsayıldığında, bu firma mevcut döviz kuru üzerinde risk almak istemeyebilir. Bu durumda, firma bugünden bir ay vadeli döviz işlemi yapmak yerine NDF işlemi yaparak, gelecekteki döviz ihtiyacını daha güvence altına alabilir. Videoda işlem gününde dolar kuru 35 lira olarak hesaplandığında, bir ay sonra uzlaşılan dolar kuru ise 36 lira olarak belirlenmiştir. Burada önemli olan husus, vade bitiminde dolara yönelik gerçekleşen kurun, önceden uzlaşılan kurdan ne kadar farklı olduğudur.
Örneğin, vade bitiminde dolara ilişkin kurun 36,5 lira olması durumunda, yapılan sözleşmede belirlenen kurun 50 kuruş üzerinde bir değer elde edilmiştir. Bu durumda, Merkez Bankası, 1 milyon dolar için ortaya çıkan 500 bin liralık farkı karşılayacak. Eğer dolar kuru 35,5 lira olarak gerçekleşirse, o zaman sözleşmedeki kurdan 50 kuruş daha düşük bir değer ortaya çıkacağı için, bu durumda karşı tarafın Merkez Bankası’na ödeme yapması gerekmektedir. Söz konusu NDF işlemi, her iki tarafın da risklerini minimize ederek, piyasalardaki belirsizlikleri azaltmayı hedeflemektedir.
Kur koruma mekanizması eşliğinde taraflar arasında kur farkı oluşmadığı durumda ise, herhangi bir nakit alışverişi meydana gelmeyecek ve şirket, elindeki parayla döviz almak zorunda kalmadan bir ay sonra ihtiyaç duyduğu 1 milyon doları garanti altına almış olacaktır. Böylelikle, olası bir kur artışı karşısında firmaların zarar etme ihtimali önemli ölçüde azalmaktadır. Merkez Bankası, bu tür işlemler vasıtasıyla kurlar arasındaki aşırı oynamaların önüne geçerek döviz piyasalarının etkinliğini artırmayı ve reel sektörün kur riskini daha iyi yönetmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Sosyal medyada paylaşılan videoda, Merkez Bankası’nın NDF işlemleri ile döviz kurlarındaki oynaklıkları azaltıp döviz likiditesini dengeli hale getirme hedefi öne çıkmaktadır. NDF işlemlerinin yanı sıra, zamanla Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamaları ile benzerlik gösterdiği yönünde yorumlar yapılmıştır. 2023 yılı içerisinde TCMB, bu kur korumalı mevduat uygulamalarının etkisiyle 818 milyar 182 milyon lira zarar bildirmiştir. Bu tür gelişmeler, Merkez Bankası’nın hedefleri doğrultusunda atılan adımların önemini gözler önüne sererken, piyasalardaki belirsizliklerin nasıl yönetileceği noktasında önemli bir etkiye sahip olmaktadır.
Sonuç olarak, TCMB’nin NDF uygulamaları, Türkiye’deki döviz piyasaları ve kur dinamikleri açısından önemli bir ad