Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörü, ani daralan ihracat pazarları ve sürdürülen kur politikası nedeniyle işçilik ve diğer maliyetleri döndürmekte zorlanıyor. Son iki yıl içinde takipteki kredilerin %100’ün üzerinde bir artış gösterdiği bu sektörde, hızlı bir borçlanma süreci yaşanıyor. Pandemi döneminde zirveye ulaşan ihracat, özellikle global ekonomik resesyon ile birlikte çalkantılı bir döneme girmiş durumda. Bu durum, tekstil ve hazır giyim üreticisinin toplam kullandığı kredi miktarının son beş yılda 130.8 milyar TL’den 505 milyar TL’nin üzerine çıkmasına neden oldu. Kredilerin geri ödenemez hale gelmesiyle birlikte batık borçlar da artmış, takipteki kredi oranı son dört yılda %157, son beş yılda ise %102 oranında yükselmiştir. Ocak 2024 itibarıyla sektördeki toplam nakdi kredi borcu 384.9 milyar TL’ye ulaşırken, takipteki borç miktarı 5.8 milyar TL olarak kaydedilmiştir. Kasım 2024’de ise takipteki kredi miktarı 10.8 milyar TL’ye çıkarak önemli bir artış göstermiştir.
YATIRIM DA KREDİ DE GERİ DÖNMEDİ
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya, yüksek borçluluk oranlarının sektörde uzun bir süredir devam ettiğini ve 2022’den sonra sektörün önemli bir makas değişimi yaşadığını belirtiyor. 2022 yılı, son 20 yılın en yüksek ihracat rakamlarına ulaşmışken, 2023’teki yavaşlama ile birlikte eski kredi akışının da yavaşladığını ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullanıyor: “Yatırım yapmak için hem bina, hem teknoloji hem de Ar-Ge’ye krediler çektik. Ancak 2023’ün ikinci yarısında başlayan yavaşlama ile birlikte bu krediler zamanında ödenemedi. Yatırımın geri dönüşü olmadığı gibi kârsızlık durumu da söz konusu. Şu an için para kazanamıyoruz. Firma ihtiyaç duyduğunda önce piyasa kredileri, sonrasında banka kredileri kullanmaya başladı. Ciddi işçilik giderimiz var. Durum oldukça olumsuz; takibe düşen alacakların daha da artması muhtemel.”
Tekstil yatayda, hazır giyim düşüşte
2023 yılı itibarıyla 19.2 milyar dolar ihracat yapan hazır giyim sektörü, 2024’te %6.9 oranında bir düşüş yaşayarak yalnızca 17.9 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Tekstil tarafında ise 2023 yılı için 9.5 milyar dolar olan ihracat rakamı, küçük bir kayıpla 9.4 milyar dolara geriledi. İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, Türk tekstil sektörünün global arenadaki payını artırdığını ve konkordato süreçlerinin piyasa üzerinde domino etkisi yarattığını aktardı. Öksüz, 2024 yılının sektör için en zorlu yıl olduğunu ve 2025’te biraz daha toparlanma beklentisi içinde olduklarını ifade etti.
Maliyete çalıştık, krediler ödenemedi
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, pandemi döneminde bir talep patlaması yaşandığını ve bu dönemi ‘yalancı bahar’ olarak nitelendirdiklerini belirtti. Bu süreçte birçok şirketin yatırım yaptığını ve makine alımlarının büyük bir kısmının kredilerle yapıldığını ifade etti. Öksüz, “Aldığımız makinaların etkisi büyük. Ancak sektör kâr elde edemediği için maliyetlerle çalışmak zorunda kaldık. Kâr elde edilmesi, kredilerin ödenebilmesi için hayati önem taşıyor” dedi. Sektörün ihtiyaç duyduğu yatırımların yüksek borçluluk oranlarını daha da artırdığı gözlemleniyor.