HDP’nin 6 Ekim 2014 tarihinde yaptığı açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşları, Kobani bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’ndeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde barikatlar kurarak yolları kestiler. Olaylar sırasında uzun namlulu silahlar, molotofkokteyller, havai fişekler, taşlar ve sopalar kullanılarak kamu binaları, vatandaşların evleri, iş yerleri ve araçlara zarar verildi. Şiddet olaylarında 2 polis şehit olurken, Diyarbakır’da Kurban Bayramı sırasında yoksullara yardım dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve üç arkadaşı dahil olmak üzere toplam 35 kişi hayatını kaybetti. 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi olmak üzere toplamda 761 kişi yaralandı.
Bu şiddet olaylarına karışanlar arasında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 108 sanık yargılandı. Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara göre Demirtaş 42, Yüksekdağ ise 33 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, bu cezalar acıları dindirmedi. Yasin Börü’nün annesi Hatice Börü, her ne kadar cezaların verilmiş olmasının bir nebze olsun acıları dindirdiğini belirtse de, evladını kaybetmenin hüznünü hiçbir ceza hafifletemez. Adaletin tecelli etmesi belki bir miktar rahatlama sağlasa da geriye kalan boşluğu dolduramaz.
Sanıklara verilen cezaların ardından, bazıları hala adaletin tam olarak sağlanmadığını düşünüyor. Hatice Börü, Selahattin Demirtaş’ın hala ailesiyle birlikte olduğunu ve çocuklarını görebildiğini belirterek, gerçek adaletin ilahi tarafından verileceğine inandığını ifade etti. Börü, sanıkların siyasi bir amaç güttüğünü iddia ederek, adaletin hala tam anlamıyla yerini bulmadığını düşündüğünü vurguladı. Onlarca insanın ölümüne neden olan bu olaylar, hala toplumda derin yaraların açık olduğunu gösteriyor. Adaletin yerini bulması ve benzer olayların yaşanmaması için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.
