Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2024 yılının Aralık ayında gerçekleştirdiği Cuma hutbesinin ana teması, ‘tövbe’ üzerinde yoğunlaştı. Hutbede, insanların yaptığı hataların ardından nasıl bir yol izlemesi gerektiği vurgulandı ve “Hata yapanların en iyisi, hatasına tövbe edendir” ifadesiyle, tövbenin önemine dikkat çekildi.
KAMU HAKKI VE RÜŞVET VURGUSU
Hutbede özellikle kamu ve kul hakkına tecavüz edenler ile rüşvet alan ferdi veya kurumlar hakkında da uyarılar yapıldı. Bu kapsamda, haksız kazanç elde eden kişilerin derhal tövbe etmeye davet edildiği belirtilmiş olup toplumsal adaletin sağlanması açısından bu tür davranışların kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Hutbede yer alan ifadeler arasında, “Eğer gıybet, dedikodu ve hakaret gibi kötülüklerle dillerimizi kirletti isek; kibir, gurur ve haset gibi fenalıklarla kalplerimizi kararttı isek; alkol, kumar, faiz, kul ve kamu hakkı gibi haramları kursağımızdan geçirdi isek; rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılık gibi günahlarla haksız kazanç sağladı isek, hiç vakit kaybetmeden tövbe edelim” şeklinde bir çağrı yapıldı.
TCK’DA SUÇ OLARAK TANIMLANIYOR
Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, rüşvet almak veya vermek suç olarak tanımlanmıştır. Rüşvet alan kişi, “Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan” biri olarak tanımlanmaktadır. Bu suçu işleyen bireyler, 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Bu bağlamda, Diyanet’in hutbesinin önemi, sadece bireysel bir vicdan muhasebesi yapmaktan ibaret değildir; aynı zamanda toplumsal bir çağrıyı da beraberinde getirir. Kamu ve kul hakları konusunda toplumumuzda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini, rüşvet ve haksız kazanımların da kesinlikle affedilmez hatalar olduğunu dile getirir. Kent yaşamının getirdiği zorluklar ve insanların gün geçtikçe artan maddi sıkıntıları, artık bu tür davranışları daha ulaşılabilir kılmaktadır. Ancak, dini metinler ve toplumun önde gelen din otoriteleri, bu durumu değiştirebilme potansiyeline sahip bir kılavuz olmaktadır.
Tüm bu sebeplerden ötürü, hutbede dile getirilen konular sadece bireyler için değil, aynı zamanda bir bütün olarak toplum için büyük anlam taşıyan unsurlar içeriyor. Bu da gösteriyor ki, dinin sosyal hayatta nasıl bir etkiye sahip olacağını ve bireylerin hatalarının telafisi noktasında nasıl bir dönüşüm geçirebileceklerini hatırlatıyor. Dolayısıyla, rüşvetin ve haksız kazançların topluma olan zararlarının bilincinde olmak ve bu tür olumsuzluklarla mücadelede birlik sağlamak gerekiyor.