“`html
İstanbul Kongre Merkezi’nde 29 Kasım Cuma günü düzenlenen TRT World Forum etkinliği sırasında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması esnasında, İsrail’e ticareti protesto eden 9 kişi gözaltına alındı. Çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanan bu kişiler, avukatlarının itirazı üzerine 6 Aralık 2024 tarihinde serbest bırakıldılar. Ancak, bu kişilerin gözaltında kaldıkları süre boyunca “kötü muameleye maruz kaldıkları” iddiaları gündeme geldi.
Avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, ilk gözaltı sırasında Cumhurbaşkanlığı korumalarının, daha sonra ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli olan polis memurlarının ve cezaevi görevlilerinin “işkence”, “kasten yaralama”, “cinsel taciz”, “hakaret”, “tehdit”, “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğini savundu.
Suçlamalarla ilgili dilekçede, bu kişilerin konuşma esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenmeye çalıştıkları sırada sert ve orantısız bir şekilde müdahale edilip yerde sürüklendikleri, hakaretlere maruz kaldıkları ve tehdit edildikleri belirtiliyor. Dilekçeye göre, müvekkillerin yaşadığı fiziksel ve psikolojik şiddet ile onurlarına saldırıldığı öne sürülüyor. Gözaltında bulunurken cezaevinde artan şikayetlerin değerlendirilmesi üzerine sağlık raporları alındı ve Mücahit Özel’in gözündeki darp izlerine ilişkin belgelemeler yapıldı.
Mezkur şiddete tanıklık eden İstanbul Valisi Davut Gül, olaylara müdahale etmemiştir; bu nedenle de sorumluluğu bulunmaktadır. Gözaltında bulunan müvekkiller, nezarethane girişi öncesinde kendilerine eziyet edildiğini, üst aramaları sırasında başörtülerinin çıkarıldığını ve aşağılayıcı bir şekilde muameleye maruz kaldıklarını iddia ettiler. Üst arama sırasında cinsellikle bağdaştırılan bir şekilde davranışlarda bulunulduğu da vurgulandı.
Emniyet Müdürlüğünde, gözaltında bulundukları süre boyunca lavaboya gitmelerine izin verilmedi ve sık sık tuvalet ihtiyaçlarını karşılamaları için müsaade edilmedi. İbadet yapmayı talep eden bir stajyer avukat olan Mürüvvet Sena Eliküçük, bu uygulamanın hak ihlali olduğunu belirtmesine rağmen muhatap olduğu polis memurları tarafından verilen cevaplar yetersiz kalmıştır.
DARP İDDİASI
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nde sorgu sırası beklerken müvekkillerin uzun süredir tuvalet ihtiyaçlarını gideremediklerini dile getirmeleri üzerine polis memurları, lavaboya gitmelerine izin vermiştir. Tutuklama kararı açıklandıktan sonra müvekkillerin avukatlarıyla görüşmeleri engellenmiş ve müvekkiller koridor boyunca tekrar darp edilmiştir. Bu sayede, gözaltındakilerin fiziksel ve psikolojik zarar gördükleri ortaya çıkmıştır.
02 Aralık 2024 tarihinde tutuklanan kadın müvekkiller, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konulmuş, yer olmaması nedeniyle başka bir kuruma gönderilmiştir. Gecenin ilerleyen saatlerinde ceza infaz kurumu kayıt işlemleri yapılmadan önce çıplak arama uygulamasına maruz kalmışlardır.
Ceza İnfaz Kurumunda, alt iç çamaşırlarının çıkarılmasının ardından müvekkillerin üstleri de zorla aranmış, arama işlemi sırasında art niyetli davranışlardan kaçınılmamıştır. Üst aramasının ardından müvekkillerden, alt iç çamaşırlarını dizlerine kadar
