ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı korumacı ticaret politikaları ve buna bağlı olarak ilan edilen karşılıklılık esaslı tarifeler, küresel finansal piyasaları olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Bu yeni tarifeler, yatırımcılar arasında belirsizlik yaratırken ticaret savaşları konusunda artan endişeleri de beraberinde getiriyor. Trump’ın izlediği bu yol ile birlikte, piyasalarda risk algısı belirgin şekilde yükselmiştir.
Haftanın ilk iş gününde, Asya piyasalarında başlayan satış dalgası tüm dünya borsalarına sıçradı. Japonya’da Nikkei 225 endeksi %7,7 düşüşle 31,187 puana, Güney Kore’deki Kospi endeksi %5,6 azalışla 2,328 puana, Çin’in Şanghay Bileşik Endeksi %7,3 kayıpla 3,096 puana ve Hong Kong’un Hang Seng endeksi ise %13,2 değer kaybıyla 19,828 puana geriledi. Bu tablo, Asya borsalarından sonra Avrupa borsalarında da benzer bir satış baskısının etkili olmasına yol açtı. Avrupa’da Stoxx 600 endeksinde yer alan firmaların yaklaşık %97’sinin hisse fiyatları düşerek yatırımcıları alarma geçirdi.
Özellikle Almanya’daki DAX 40 endeksi açılışın ardından %7,1, Fransa’nın CAC 40 endeksi %6,3, İngiltere’nin FTSE 100 endeksi %5,1 ve İtalya’nın FTSE MIB 30 endeksi %7,4 değer kaybı yaşadı. Bu kayıplar, Trump’ın yeni ticaret politikalarının olumsuz yansımaları olarak değerlendiriliyor ve piyasalardaki belirsizliği artırıyor.
TARİFE BELİRSİZLİĞİNİN ETKİLERİ
Trump’ın devlet yetkilisi olarak göreve gelmesi ile birlikte, özellikle 20 Ocak 2025 itibarıyla ABD’nin ticaret stratejilerinde köklü değişimler meydana geldi. Bununla birlikte, Trump’ın başkanlık döneminde sık sık gündeme gelen ve büyümeyi hedefleyen tarife söylemleri, piyasalarda risk algısının artmasına zemin hazırladı. Bu durum, yatırımcıların yanı sıra merkez bankalarının da politika belirleme süreçlerini zorlaştırdı. Yatırımcılar için sürekli gündemde kalan bu tarife söylemleri, varlık fiyatlamalarının yönünü belirleyen en temel faktör haline geldi.
Tarife Belirsizliği ve Piyasa Etkisi
Tarifelerin uygulanması ile birlikte, ABD’ye ithal edilen ürünlerin maliyetleri artacak ve bu durum talebi azaltarak dış ticaret açığının düşmesine yol açması bekleniyor. Özellikle yerli üretimi destekleme amacı güden bu politikalar, tüm dünya genelinde imalat ve ticaret stratejilerini köklü şekilde değiştirebilir. ABD’de iş yapan birçok yabancı şirket, ortaya çıkan ek gümrük vergisi yükü ile birlikte önemli maliyetler altına girecek. Dolayısıyla, bu durum tüm şirketlerin ve ülkelerin gelecekteki projeksiyonlarına etki edecektir.
TARİFE UYGULAMALARI
Geçen hafta uygulamaya sokulan karşılıklılık esaslı tarifeler, ABD’nin ticaret partnerlerine yönelik büyük değişiklikler öngörmektedir. Özellikle ABD’nin dış ticaret açığının Ocak 2025 itibarıyla 130,7 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaşması, bu tedbirlerin uygulanmasının aciliyetini artırmıştır. Şubat 2025 verilerine göre, ABD’nin Avrupa Birliği’ne karşı mal ticareti açığı 30,9 milyar dolar olarak ön görülürken, Çin ile olan açığın 26,6 milyar dolar seviyesinde olduğu görülmektedir.
Trump’ın imzaladığı kararnamede, ABD’nin birçok ticaret partnerinden ithal edilen ürünlere %10 ile %50 arasında değişen oranlarda tarife uygulanmaya başlandı. Bu kapsamda, Avrupa Birliği’ne %20, Çin’e %34, Vietnam’a %46, Tay