“`html
CHP’li Yankı Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) operasyonel kapasitesinin ABD ordusuyla başa baş olduğunu, ancak askeri sağlık sisteminin kaldırılmasının Türk ordusunun operasyonel etkinliğini ciddi şekilde zayıflattığını belirtti. Bu bağlamda, askeri sağlık sisteminin, ordunun genel başarısı için kritik bir unsuru temsil ettiğini vurgulayan Bağcıoğlu, Türkiye’nin askeri sağlık alanındaki kapasitesinin kaybının sonuçlarının ağır olduğunu ifade etti.
Bağcıoğlu, ABD ordusunun askeri sağlık sistemi ile harekât faaliyetlerini desteklediğini belirtirken, Türkiye’nin bu alandaki benzer kapasitesini kaybettiğini dile getirdi. “ABD, harekât faaliyetlerini köklü bir askeri sağlık sistemiyle desteklemektedir,” diyen Bağcıoğlu, Türkiye’de ise bu sistemin kaldırılmış olduğunu kaydetti. Yeniden tesis edilse bile, askeri cerrahların istenilen seviyeye ulaşmasının yıllar alacağına dikkat çeken Bağcıoğlu, TSK’nin de benzer bir durumla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Bağcıoğlu, ABD Senatosu’nda yapılan bir değerlendirmeye de dikkat çekerek, ABD Silahlı Kuvvetleri’ndeki askeri cerrahların yalnızca yüzde 10’unun harekâta hazır kabul edildiğini ifade etti. 2015 yılında bu oranın yüzde 17 olduğunu belirten Bağcıoğlu, uzmanların bu zafiyeti “barış zamanı etkisinin tuzağına düşmek” olarak değerlendirdiğini açıkladı. Bu durumun, TSK için de geçerli olduğunu savunan Bağcıoğlu, askeri sağlık sisteminin eksikliği nedeniyle operasyonel hazırlıkta sıkıntılar yaşandığını vurguladı.
Son yıllarda TSK’nin dört büyük sınır ötesi harekât gerçekleştirdiğini hatırlatan Bağcıoğlu, “Her tarafı tehdit olan bir coğrafyada bulunmamıza rağmen, askeri sağlık sistemi kaldırıldıktan sonra TSK, barış zamanı etkisinin tuzağına düşmüştür. Şimdi bu tuzaktan çıkışı sağlayacak bir irade aranıyor. Bu, artık ciddi bir beka sorunu ve milli güvenlik meselesidir,” şeklinde konuştu. Türk ordusunun, karşılaştığı bu zorluklarla başa çıkabilmesi ve operasyonel etkinliğini sürdürebilmesi adına askeri sağlık sisteminin yeniden tesisi gerekliliğinin altını çizen Bağcıoğlu, bu konunun aciliyetine dikkat çekti.
Bağcıoğlu’nun açıklamaları, TSK’nın operasyonel kapasiteleri ile ilgili ciddi endişeleri gündeme getirirken, askeri sağlık sisteminin önemini yeniden hatırlatmakta. Ülkedeki askeri sağlık sisteminin durumunu değerlendiren Bağcıoğlu, Türkiye’nin askeri gücünün sürdürülebilirliği açısından bu sistemin hayati bir unsuru olduğunu vurgulamakta. Bu bağlamda, TSK’nın yaşadığı zorluklar, yalnızca askeri sağlık sisteminin eksikliği ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda stratejik bir bakış açısının da doğrudan etkisini göstermektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin güvenliğinin sağlanabilmesi için askeri sağlık sisteminin yeniden inşası gerektiğini savunan Bağcıoğlu, bu durumun yalnızca askeri başarının değil, aynı zamanda ulusal güvenliğin de bir meselesi olduğuna dikkat çekti. Bu meselelere ilişkin alınacak stratejik kararlar, TSK’nın gelecekteki operasyonel yeteneklerini belirleyecektir. Türk ordusunun, karşılaştığı tehditlere yanıt verebilmesi için sağlıklı bir askeri sağlık sistemine ihtiyacı olduğu aşikardır. Bu tür yapıların oluşturulması, uzun vadede Türkiye’nin askeri kapasitesinin güçlenmesine ve ulusal güvenliğin korunmasına katkı sağlayacaktır.
“`