Son günlerde Türkiye’de kayyum atamaları gündemi sarsmaya devam ediyor. Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti ilçelerinin ardından, şimdi de Tunceli ve Ovacık’a kayyumlar atanmış durumda. Bu gelişmeler, Türkiye’nin siyasi atmosferinde önemli bir etki yaratırken, vatandaşların tepkisini de topluyor.
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan resmi açıklamaya göre, görevden alınan Demokratik Bölgeler Partisi (DEK) mensubu Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak’ın yerine Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, belediye başkanvekili olarak atanmış. Aynı şekilde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olan Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden alınmasının ardından Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen yeni başkan olarak atanmış. Bu atamalar, yerel yönetimlerin hükümetin kontrolü altına alınma çabası olarak yorumlanıyor.
Kayyum atamalarına karşı tepkiler yükselirken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak bu uygulamaların “milli irade hırsızlığı” olduğunu vurguladı. Özel, Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün 2012 yılında bir cenaze törenine katılmasının 2022’de dava konusu yapıldığını ve 2024’te suç sayıldığını belirtti. Bu durumun, günümüzdeki siyasal iktidarın uygulamalarının ne denli adaletsiz olduğunu gözler önüne serdiğini ifade etti.
Özel, açıklamasında ayrıca, “Taziye ölüye değil, diriye yapılır. Ne aile evladının suçundan sorumlu tutulabilir ne de taziyeye gelenler,” diyerek sürecin hukuki olmayan bir zeminde ilerlediğine dikkat çekti. İki dönemdir halkın iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanının, geçmişteki bir cenaze nedeniyle görevden alınmasının anlamının da oldukça açık olduğunun altını çizdi. Bu, giden bir iktidarın son çırpınışlarının bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
Özgür Özel, belediye başkanlarına yönelik yapılan tüm hukuksuz ve keyfi saldırılara karşı direneceklerini belirtti. Türkiye’nin menfaatlerini kendi menfaatlerinin üzerine koyanlara karşı duracaklarını vurguladı. Bu bağlamda, Türkiye’deki siyasi yapının ne denli sarsıldığının ve toplumun bu duruma nasıl reaksiyon gösterdiğinin önemine değinildi.
Sonuç olarak, Tunceli ve Ovacık’a yapılan kayyum atamaları, Türkiye’de yerel yönetimlerin ve halk iradesinin ne denli bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Bu gelişmeler, siyasi açıdan oldukça büyük yankılar uyandırırken, toplumda da çeşitli tepkileri beraberinde getirmiştir. Yerel halkın yönetime katılımı ve seçilmiş kişilerin demokratik haklarının korunması gerektiği konuları, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin siyasi gündeminde önemli bir yer tutacaktır.