Bir Mart iki bin yirmi üç tarihinde, Muğla’nın Bodrum ilçesinden kalkan bir sürat teknesinde göçmenleri yasa dışı yollarla İstanköy (Kos) Adası’na geçirmeye çalışan Türk kaptanın cezası belirlendi. Adanın Agio Foka bölgesinde meydana gelen olayda, aşırı hız nedeniyle tekne batmış ve iki göçmen hayatını kaybetmiş, bir göçmen ise kaybolmuştu. Bu trajik olayın ardından Türk kaptan ve yardımcısı Rodos Oniki Adalar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Yaklaşık bir buçuk yıl süren duruşmalar sonucunda, 27 yaşındaki kaptan ve yardımcısına 25’er kez müebbet hapis cezası ve 1500 euro para cezası verildi. Olayın ardından Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex ekipleri, denizde mahsur kalan 24 göçmeni kurtarmıştı. Bu olay, Akdeniz’de yaşanan göçmen krizinin vahim bir örneği olarak hafızalarda yer etti.
Göçmenlerin, umut dolu bir gelecek arayışıyla bindikleri sürat teknesinin, aşırı hız nedeniyle feci bir şekilde battığı olay, insan hayatının hiçe sayıldığı trajik bir örnektir. Türk kaptanın ihmali sonucu yaşanan bu facianın ardından adalet yerini bulmuş ve kaptan ile yardımcısına ağır cezalar verilmiştir.
Bu tür olaylar, göçmenleri ve insan hayatını hiçe saymanın vahim sonuçlarını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sorumsuzca yapılan bu tür kaçakçılık girişimlerinin, hayatları riske atmanın ve yasal olmayan yollardan insanları taşımanın asla kabul edilemez olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Türk kaptanın aldığı ağır ceza, benzer olayların önlenmesi adına bir uyarı niteliği taşımaktadır.
Bu tür trajik olayların yaşanmaması için, uluslararası toplumun işbirliği içinde hareket etmesi ve insan kaçakçılığı ile mücadelede etkin bir şekilde rol alması gerekmektedir. Göçmen haklarının korunması ve insan kaçakçılarına karşı caydırıcı önlemlerin alınması, sadece yasalarla değil aynı zamanda insanlığa duyulan saygıyla da ilgilidir. Hayatı riske atan ve kanunları hiçe sayan bu tür suçların en ağır şekilde cezalandırılması, adaletin sağlanması için hayati öneme sahiptir.