Türkiye, TBMM Genel Kurulu’ndaki olağanüstü Can Atalay oturumunda yaşanan kavga olayıyla sarsıldı. AKP Milletvekili Alpay Özalan’ın kürsüde konuşan TİP Milletvekili Ahmet Şık’ı yumruklayarak başlayan arbedede milletvekilleri birbirlerine yumruk, tekme, tokat ve hakaretlerle saldırdılar. Hakaretler arasında “vatan haini, bölücü, katil, alçak, utanmaz, terörist, haysiyetsiz, şarlatan, FETÖ’cü” gibi ifadeler kullanıldı. Kavgayı ayırmaya çalışan DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve CHP’li Okan Konuralp yaralandı. Meclis Genel Kurulu kan gölüne dönerken, Türkiye’nin utanç verici bir tablo sergilediği belirtildi.
Ahmet Şık, kürsüde konuşurken AKP sıralarından gelen gürültülerle karşılaştı. Abdullah Güler, Ahmet Şık’a terbiyesizlik yapmakla suçladı ve tartışma artarak devam etti. Milletvekilleri arasında yaşanan gerilim, Sera Kadıgil ve Hasan Çilez gibi isimlerin de katılımıyla tırmandı. Hakaretler ve tehditler havada uçuşurken, kavganın büyümesine engel olunamadı.
Dünya basını da Türkiye’deki kavga olayını geniş bir şekilde manşetlerinde yer verdi. Financial Times, Türkiye parlamentosundaki kavganın 31 Mart seçimlerinin ardından artan gerilimi yansıttığını belirtirken, The Guardian ve Sky News gibi medya kuruluşları Türk parlamentosundaki kaos ve kanlı kavgayı vurguladı. Reuters, milletvekillerinin hapisteki muhalif siyasetçiyle ilgili tartışmalar sırasında çıkan arbedeyi aktarırken, Fox News ve Independent gibi yayın organları da Türk parlamentosundaki kargaşaya dikkat çekti. Associated Press, Der Spiegel ve Daily Express gibi uluslararası medya kuruluşları da Türkiye’deki kavga olayını geniş bir şekilde raporladılar.
Türk parlamentosundaki kavga olayı, ülkenin siyasi gerilimini ve kutuplaşmayı bir kez daha gözler önüne serdi. Milletvekillerinin kavga etmesi, Meclis Genel Kurulu’nun itibarına gölge düşürdü ve Türkiye’nin demokratik normlara ne kadar uzaklaştığını gösterdi. Her iki tarafın da karşılıklı hakaretler savurması ve fiziksel şiddete başvurması, Türk siyasetindeki olumsuz atmosferin boyutlarını gözler önüne serdi. Bu tür kargaşa ve şiddet olaylarının demokratik bir ülkede kabul edilemez olduğu ve siyasi çekişmelerin sağlıklı bir şekilde demokratik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.