Türkiye ekonomisinde son dönemde uygulanan politikaların getirdiği sorunlar giderek artmaktadır. “Rasyonel” olarak nitelendirilen politikalar, tüketimdeki büyümenin hızının azalması ve asgari ücret zammının yapılmaması gibi sebeplerle ekonomide bir yavaşlama yaşanmaktadır. İş dünyası, nakit kıtlığı ve yüksek kredi faizleri gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Enflasyonla mücadeledeki zorluklar da devam etmektedir.
Financial Times’ın analizine göre iş dünyasındaki sabır da tükenmeye başlamıştır. Türkiye ekonomisinin “rasyonel” stratejiye geçiş yapmasına rağmen, bu politikaların acı verici etkileri olduğu belirtilmektedir. Türkiye’nin alışılmadık ekonomi politikalarından uzaklaşması zorluklar doğurmuş ve yeni normalden memnuniyetsizlikler ortaya çıkmıştır.
Tüketici talebinin hala kısmen güçlü olduğu vurgulanmış olsa da tüketimdeki büyümenin yavaşladığı ve asgari ücret zammı yapılmaması nedeniyle daha da yavaşlama beklendiği belirtilmektedir. Türk İş Dünyası Konfederasyonu Başkanı, iş dünyasının zorlu bir dönemden geçtiğini ve bu durumun karar almayı güçleştirdiğini ifade etmiştir. Ekonomistler, bu yılki büyüme beklentisini %3 olarak açıklamışlardır.
Ancak iş dünyasında artan hoşnutsuzluk ve sabrın tükenmeye başladığı belirtilmektedir. Bazı kesimler, politika değişikliğinin enflasyonu istikrara kavuşturamadığını ve şirketlerin uzun vadeli kararlar almasını engellediğini düşünmektedir. Uluslararası yatırımcıları cezbetme odaklı mesajlar veren politikaların, yerli işletmeleri olumsuz etkilediği ifade edilmektedir. Enflasyonun düşmemesi durumunda işletmelerin uzun süreli sıkı politikalarla başa çıkmaları gerekebilir.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin yaşadığı zorluklar ve iş dünyasındaki hoşnutsuzluklar dikkate alındığında, alınacak tedbirlerin ve uygulanacak politikaların iyi düşünülmesi ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modeline geçiş yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır.
