Türkiye, genç nüfusu ve yükselen ekonomik dinamikleri ile enerji talebini önemli ölçüde artırmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin enerji stratejileri ve doğal kaynak arayışları üzerine yapılan değerlendirmeler, geçtiğimiz günlerde Milli Türk Talebe Birliği tarafından düzenlenen bir iftar programında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamalarla gündeme geldi. Bakan, son 23 yıl içinde petrol ve doğal gaz taleplerinin 3 kat artış gösterdiğini belirtti.
Bu süreçte, 2016 yılında uygulamaya konulan Milli Enerji ve Maden Politikası’nın Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma amacı taşıdığını vurgulayan Bakan, enerjide bağımsızlığın sadece ekonomik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olduğunu ifade etti. Bu çerçevede, Türkiye’nin enerji kaynakları üzerindeki kontrolünü artırma hedefi, dışa bağımlılığı azaltma çabasıyla pekiştirilmektedir.
Bayraktar, Türkiye’nin petrol ve doğalgaz arama çalışmalarında yabancı şirketlerle olan ortaklıklarını azaltma kararı aldığını belirtti. Türkiye, dünyanın en modern sismik ve sondaj arama gemilerine sahip bir ülke haline geldiğini söyleyerek, su yüzeyinden itibaren 12 kilometreye kadar sondaj yapma yeteneğine sahip 4 geminin bulunduğunu anlattı. Bu durum, Türkiye’nin enerji arama yeteneklerinin geliştirilmesi ve bağımsızlığı konusundaki kararlılığının bir göstergesi durumundadır.
Özellikle, 21 Ağustos 2020 tarihinde Sakarya Gaz Sahası’nda gerçekleştirilen Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal gaz keşfi, bu bağlamda ayrı bir önem taşıyor. Bakan, bu keşfin ardından sadece 3 yıl içinde gazın karaya getirildiğini ve günümüzde 3 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacının Türkiye tarafından karşılandığını ifade etti. Ayrıca, 2024 yılında belirli bir kilometre taşına ulaşmayı hedeflediklerini ve güncel gaz üretimini yüzde 25 arttıracaklarını duyurdu. 2028 yılında bugünkü üretim seviyesinin beş katına çıkarak, konutlarda kullanılan gazın büyük bir kısmını yerli kaynaklardan karşılamanın planlandığını belirtti.
Petrol kaynaklarına dair yapılan açıklamada, Türkiye’nin petrol ihtiyacının şu anda yüzde 92’sinin ithalatla karşılandığını söyleyen Bayraktar, terörle anılan Gabar bölgesinde yürütülen çalışmalara da değindi. Gabar’da 90’ın üzerinde kuyu faaliyeti sürdüğünü ve günde 80 bin varil petrol üretilebildiğini ifade etti. Bu durum, Türkiye’nin en kaliteli petrolünü Gabar’da ürettiğini ve orada üretimi daha da arttırma hedefiyle çalışmalara devam ettiklerini anlattı. Bakan, “Allah’ın izniyle 100 bin varilin de üzerine çıkacağız” sözleriyle bu hedefin peşinde olduklarını vurguladı.
Gelecekte, Türkiye yalnızca iç ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, uluslararası alanda da bir enerji oyuncusu olmayı hedefliyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin Somali, Libya, Irak, Azerbaycan, Türkmenistan ve Afrika’da doğal gaz ve maden arama faaliyetlerine giriştiği belirtiliyor. Özellikle, Nijer’deki ilk altın madeninden 2026 yılı itibarıyla yaklaşık 3,5 ton altın üretmeyi hedeflediği ifade ediliyor. Bu yeni projeler, Türkiye’nin doğal kaynaklarını kullanma ve bunları uluslararası pazarda değerlendirme yönündeki çabalarını pekiştirmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin enerji politikasını yeniden yapılandırma çabaları, dışa bağımlılıktan kurtulma hedefiyle yürütülmekte ve bu stratejik dönüşüm, hem iç pazarın ihtiyaçlarının karşılanması hem de dışa yönelik bir enerji aktörü olma yönünde önemli adımlar atılmasını sağlamaktadır. Enerji Bakanı’nın ifadeleri, Türkiye’nin bu yolda attığı adımların kararlılığını ve somut ilerlemelerini gözler önüne seriyor. Türkiye, 2028 hedefleriyle hem ekonomik kalkınmasını sürdürmeyi hem de enerji bağımsızlığını sağlamayı amaçlıyor.
