Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 29. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP29) çerçevesinde Bakü’de Türkiye’nin İklim Yol Haritası’nı tanıttı. Kurum, bu iklim stratejisinin hazırlık sürecinin yaklaşık iki yıl sürdüğünü, bu süre zarfında kamu ve özel sektör ile sivil toplum temsilcilerinin katkılarının önemli rol oynadığını vurguladı. Strateji, toplamda 18 sektörde 89 farklı strateji ile oluşturuldu ve üç temel sacayağı üzerine inşa edildi. Bu sacayakları ‘azaltım, uyum ve yatay kesen konular’ olarak adlandırıldı ve her iki başlığın ortak noktalarını yansıttı.
2023 yılı itibarıyla emisyon miktarlarına bakıldığında, Türkiye’nin emisyon oranlarının yüzde 72’sinin enerji sektöründen, yüzde 13’ünün tarım sektöründen ve kalan yüzde 3’ünün atık sektöründen kaynaklandığı görüldü. Bu veriler ışığında, enerji sektöründe karbonsuz bir geçiş hedefi için stratejiler belirlendi. Kurum, Türkiye’nin birincil enerjisi içinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye, nükleer enerjinin payını ise yüzde 30’a çıkararak, ulusal çapta kullanılacak enerjinin yaklaşık yüzde 80’inin karbonsuz hale getirileceğini söyledi.
Bakan Kurum, 2035 yılına kadar Türkiye’de elektrikli araç sayısının 4.2 milyon ulaşmasını amaçladıklarını belirtti. Elektrikli araçların yerli üretim oranını ise yüzde 75 seviyesine yükseltmeyi planladıklarını ifade etti. Bu hedefler doğrultusunda, karayolu ulaşımında kaynaklanan sera gazı emisyonlarının önemli ölçüde azaltılması hedefleniyor. Ayrıca, zaman içinde atıkların düzenli depolama alanlarına gönderilmesine son vermek için adımlar atılacak ve atık geri kazanım oranı yüzde 70’e çıkarılacak. 2025 yılı sonuna kadar depozit yönetim sisteminin mekanik ve altyapı kurulumlarının tamamlanarak, ülke genelinde uygulamaya geçilecek.
Tarım sektöründe de önemli adımlar atılacak. Kurum, tarım topraklarının en az yüzde 10’unun organik tarım için kullanılacağını ve tarımsal sulama verimliliğinin artırılması amacıyla akıllı su yönetim sistemlerinin hayata geçirileceğini belirtti. Bu adımlar, hem tarımın sürdürülebilirliğine katkıda bulunacak hem de iklim değişikliği ile mücadeleye destek verecek.
Öte yandan, Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin COP31 başkanlığı için adaylığını duyurduğunu hatırlattı. Türkiye’nin iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmesinin yanı sıra bu krizi fırsata dönüştürme yeteneğine sahip olduğunu vurguladı. Türkiye, COP31 başkanlığı süresince gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında iklim eylemini güçlendiren bir köprü olacağına ve adil, sürdürülebilir, kapsayıcı ve şeffaf bir yaklaşım izleneceğine dair taahhütte bulundu. Kurum, tüm ülkelerden destek beklediklerini ve iklim değişikliği ile küresel mücadelenin güçlenmesi için tecrübelerin paylaşımının önemini dile getirdi.