Türkiye’nin, İsrail’e karşı Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasına katılacağını belirtmesi, İsrail’de geniş yankı uyandırdı. Türkiye’nin, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan dava dosyasına müdahil olacağı kararı, İsrail kamuoyunda rahatsızlığa neden oldu. Bu kararın açıklanması, Türkiye’nin İsrail karşıtı hamlelerine bir yenisini daha eklemesine sebep oldu.
Gelişmeler, basında da geniş yankı uyandırdı. Jerusalem Post gazetesi, Türkiye’nin UAD’de açılan soykırım davasına müdahale edeceğini duyurdu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail’in Gazze’ye saldırıları nedeniyle alınacak tedbirleri artırma kararı sonrasında, Güney Afrika’nın davasına katılma kararını açıkladığı bilgileri yer aldı. Ayrıca, Dışişleri Bakanı Fidan’ın, Türkiye’nin resmi müdahale dosyasını sunacağını belirttiği aktarıldı.
The Times of Israel gazetesi ise Türkiye’nin İsrail’e karşı hamlelerini manşetlerine taşıdı. Gazete, İsrail’in Filistinlilere karşı sistematik bir şekilde işlediği suçları ve öldürülen masum insanların sayısını vurgulayarak, bu durumu insanlık suçu olarak niteledi. İsrail aleyhine açılan soykırım davasının detaylarına da geniş olarak yer verildi.
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023 tarihinde 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine UAD’de dava açtı. Davanın aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD’den ihtiyati tedbirler alınmasını talep eden Güney Afrika’nın, bu talebi doğrultusunda yapılan duruşmalar 11-12 Ocak’ta Lahey’deki Barış Sarayı’nda gerçekleştirildi. Divan, Güney Afrika’nın 6 Mart’ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart’ta, İsrail’e insani yardımlar ulaştırılması, Filistinlilerin haklarının ihlal edilmemesi ve ek tedbirlere ilişkin önlemler konusunda bir rapor sunulması kararına vardı.
Türkiye’nin, İsrail’e karşı Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasına müdahil olacağını açıklamasıyla birlikte, uluslararası alanda da geniş yankı uyandırdı. Bu gelişme, Türkiye’nin İsrail politikalarında yeni bir dönemi işaret ettiği şeklinde yorumlandı ve İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni gerginliklere neden olabileceği öngörüldü.