Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD), yapılan yazılı açıklamada, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi çerçevesinde İsrail’e açtığı davaya Türkiye’nin müdahillik bildiriminde bulunduğu belirtildi. Türkiye’nin, Divan Statüsü’nün 63. maddesi uyarınca, “davaya taraf olan Devletler dışındaki Devletlerin taraf olduğu bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğunda, bu Devletlerin her biri davaya müdahil olma hakkına sahiptir.” hükmü uyarınca müdahillik bildirimi yaptığı kaydedildi. Türkiye’nin, Soykırım Sözleşmesi’nin I, II, III, IV, V ve VI. maddelerinin doğru bir şekilde yorumlanmasına yönelik beyanlar sunduğu aktarılan açıklamada, Türkiye’nin ayrıca “Statü’nün 62. Maddesi uyarınca müdahil olma izni talebinde bulunma hakkını saklı tutar.” ifadesini kullandığı bilgisine yer verildi.
Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan’dan oluşan heyet, İsrail’e karşı açılan soykırım davasına Türkiye’nin müdahillik bildirimini bugün UAD yazmanlığına iletmişti. Türkiye böylece Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya’nın ardından UAD’deki Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına müdahillik bildiriminde bulunan yedinci ülke oldu.
UAD’den yapılan açıklamada belirtilen bilgilere göre, Türkiye’nin müdahillik bildirimi, söz konusu davanın daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasına ve adil bir yargılama sürecine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin bu adımı, uluslararası hukukun doğru uygulanması ve soykırımın engellenmesi konusundaki kararlılığını yansıtmaktadır. Türkiye’nin tarih boyunca soykırım ve insan hakları ihlallerine karşı hassas bir tutum sergilediği ve bu tür suçların önlenmesi için uluslararası toplumun işbirliği ve dayanışması gerektiğine inandığı da vurgulanmıştır.
İsrail’e yöneltilen soykırım iddialarının detaylarına ilişkin belgelerin incelenmesi ve yorumlanması sürecinde Türkiye’nin aktif bir rol oynaması beklenmektedir. Bu süreçte Türkiye’nin uluslararası hukuk norm ve ilkelerine olan bağlılığı ve insan haklarına verdiği önem de ön plana çıkacaktır. Türkiye’nin müdahillik bildirimi, uluslararası arenada Türkiye’nin aktif ve sorumlu bir aktör olduğunu göstermektedir. Bu adım aynı zamanda Türkiye’nin soykırımın reddedilmesi ve önlenmesi konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymaktadır.
UAD’nin Güney Afrika-İsrail arasındaki soykırım davasına Türkiye’nin müdahil olma hakkını onaylaması, Türkiye’nin uluslararası adalet ve hukukun üstünlüğü konusundaki taahhütlerini bir kez daha vurgulamaktadır. Türkiye’nin bu süreçteki tutumu, uluslararası toplum nezdinde de takdirle karşılanmakta ve Türkiye’nin insan haklarına verdiği önem ve soykırımın kınanması konusundaki tutumu öne çıkmaktadır.
