Türkiye’de yerel seçimlere az bir süre kala, vatandaşlar zorlu bir ekonomik dönemle karşı karşıya kalabilirler. Yüksek enflasyon ve faiz oranları, seçim sonrasında kemerlerin daha da sıkılmasına yol açarak reel ücretlerin düşmesine, işsizlik oranlarının artmasına ve vergi yüklerinin artmasına neden olabilir. Hükümetin asgari ücret üzerindeki yoğunlaşmasıyla birlikte, 2022 ve 2023 yıllarında yapılan ara zamların ve geçmiş enflasyona endeksli ücret düzenlemelerinin sona erdirilmesi hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2024’te asgari ücrete sadece bir zam yapılacağına dair açıklamalarda bulunmuşlardı. Seçim öncesinde asgari ücret konusu ne iktidar ne de muhalefet tarafından önemsenmedi. Bu durum, seçim sonrasında ekonomik önlemlerin sertliğine işaret ediyor. Merkez Bankası’nın asgari ücret için tek zamlı senaryosuyla oluşturduğu planlar, 2024’ün ilk aylarında enflasyonun beklentilerin üzerinde seyrettiğini gösteriyor.
TÜİK verilerine göre enflasyonun artış eğiliminde olduğu bir dönemde, asgari ücrette ara zam yapılmaması durumunda çalışanlar zor günler yaşayabilirler. Vergilerde de artış bekleniyor ve Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, KDV oranlarında değişiklik olmayacağını ancak bazı ürün ve hizmetlerin genel orana çekilebileceğini belirtti. Kamu fiyatlarının yönlendirildiği ürünlerde zamların yaşanması beklenirken, elektrik, doğalgaz ve ulaşım hizmetlerinde de artış olması muhtemel.
İşsizlik oranları da endişe verici bir seviyede bulunuyor. TÜİK’in verilerine göre geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26,5’e yükselerek tarihi bir zirveye ulaştı. Seçim sonrasında işsizlikte daha fazla artış yaşanması bekleniyor. Bu ekonomik belirsizliklerle birlikte halkın seçim sonuçlarına odaklanması, gelecekteki maddi zorlukların farkında olmalarını sağlayabilir.
