Son yıllarda Türkiye’de köpeklerle ilgili sorunlar artmaya başladı. Özellikle kırsal nüfusun kentlere göç etmesiyle birlikte apartmanlarda hayvan besleme modası başladı. Kent hayatının yarattığı yalnızlık hissi, insanların hayvan besleme alışkanlıklarını artırdı. Bu durum köpek popülasyonunun artmasına ve sokaklarda tehlikeli türlerin görülmesine neden oldu.
Pandemi döneminde ise apartmanlarda yaşayan hayvanlar ve insanlar arasında gerginlikler arttı. Apartmanlardaki kümeslerde kalan hayvanlar, stres altında agresifleşerek çevreye zarar verebilecek hale geldi. Bu durumun önüne geçmek için bazı köpekler kırsallara salındı ancak orada da kontrolsüz bir şekilde üremeye başladılar.
Bu sorunlar toplumda köpek fobisinin artmasına neden oldu. İnsanların duygusal tepkileri ve medyanın bu konuyu abartarak ajite etmesiyle birlikte köpeklerle ilgili tartışmalar giderek arttı. “Uyutalım mı, besleyelim mi” gibi çözüm önerileri ortaya atıldı.
Bu sorunlara karşın köpekseverler ve köpeklerle sorunu olanlar arasında sosyal medyada tartışmalar yaşanmaya devam ediyor. Köpekleri sivrisineklere benzetmek ve köpeklerin neden öldürülemediğini sorgulayanlar arasında çekişmeler devam ediyor. Bu tartışmalarda insanların duygusal ve mantıklı argümanlarla bir araya gelmeye çalışması da dikkat çekiyor.
Ayrıca, son günlerde televizyonlarda helikopter kazaları, eski cumhurbaşkanlarının ölümü ve FETÖ lideri Fetullah Gülen’in öldüğüne dair söylentilerin yayılması da gündemi meşgul ediyor. Bu olaylarla ilgili yapılan tartışmalar ve sosyal medyada ortaya atılan iddialar da toplumun dikkatini çekiyor.
Türkiye’de köpeklerle ilgili sorunların artması, toplumda farklı kesimler arasında çekişmelerin yaşanmasına neden oluyor. Bu sorunların çözümü için insanların mantıklı ve sağduyulu bir şekilde bir araya gelerek çözüm yolları aramaları gerekiyor. Aksi takdirde bu sorunlar daha da büyüyerek toplumsal bir krize dönüşebilir.