Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, ABD’nin Suriye’de ulusal acil durum haline ilişkin 13894 sayılı Başkanlık Kararnamesi’ni 1 yıl daha uzatmasına ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Keçeli, ABD’nin 2019 yılında yayınladığı bu kararnameyi 1 seneliğine uzatmasının, sahadaki gerçeklerle uyuşmadığını belirtti. Ayrıca, bu tarz önyargılı kararların tekrarlanması yerine, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini önceleyen politikalarının desteklenmesinin, bölgesel istikrara katkı sağlayacağı vurgulandı.
ABD’nin Suriye’deki ulusal acil durum haline ilişkin alınan 13894 sayılı Başkanlık Kararnamesi’ni 1 yıl daha uzatma kararının ardından, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan yazılı açıklamada, kararın sahadaki gerçeklerle uyuşmadığı belirtildi. Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini ön planda tutan politikalarının desteklenmesinin, bölgesel istikrara olumlu katkılar sağlayacağı ifade edildi.
ABD’nin 2019 yılında ilk kez yayınladığı 13894 sayılı Başkanlık Kararnamesi, Suriye’deki durumun ulusal acil durum olarak kabul edilmesine ilişkin önemli bir adım olarak kayda geçmişti. Ancak, son alınan kararla birlikte bu kararname 1 yıl daha uzatılmış oldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli, bu uzatmanın sahadaki gerçeklerle uyuşmadığını ve Türkiye’nin politikalarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Öte yandan, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini önceleyen politikalarının, bölgesel istikrara olumlu katkılar sağlayacağı belirtilen açıklamada, ABD’nin bu tür önyargılı kararlar almaktan kaçınması gerektiği ifade edildi. Sözcü Keçeli’nin açıklamasında, bölgedeki tüm tarafların istikrar ve güvenliğe odaklanması gerektiği de vurgulandı.
Sonuç olarak, ABD’nin Suriye’de ulusal acil durum haline ilişkin 13894 sayılı Başkanlık Kararnamesi’ni 1 yıl daha uzatması, Türkiye’nin Suriye politikalarıyla uyumlu olmadığı gerekçesiyle eleştirildi. Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini ön planda tutan politikaların desteklenmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, bölgesel istikrarın bu şekilde sağlanabileceği vurgulandı.
