Açıklamada vurgulandığı üzere, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ve terör örgütleriyle ilişkili çevrelerin söylemleri üzerine hazırlanan rapora itibar edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Türkiye, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sıkıca bağlı kalmakta ve çok yönlü terör tehditlerine karşı kararlı bir şekilde mücadele etmektedir.
Ülkenin terörle mücadele operasyonları, terörist unsurlara ve terör faaliyetlerinde kullanılan yeteneklere karşı meşru müdafaa hakkı temelinde yürütülmektedir. Diğer yandan, ABD’nin Türkiye’nin teröre karşı mücadelesini yanıltıcı şekilde suistimal eden ve gerçekleri tahrif eden tutarsız iddialarına anlam verilememektedir.
Raporda, Gazze’de devam eden insanlık dışı saldırılara gerekli özenin gösterilmediği ve bu saldırıların Filistin halkının temel haklarına ve insanlık adına bir darbe olduğu vurgulanmıştır. Bu durum, raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak, siyasi amaçlarla hazırlandığını açıkça ortaya koymaktadır.
ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle olan iş birliklerine ve çifte standartlı politikasına son vermesi yönündeki çağrı ise tekrarlanmıştır. Türkiye, haklı ve meşru terörle mücadelesini sürdürürken, insan hakları ve adalet ilkelerinden taviz vermeden hareket etmekte kararlıdır.
Ülke, terör tehditlerine rağmen demokratik ilkelerinden ve hukukun üstünlüğünden asla ödün vermemektedir. Her türlü terör örgütüne karşı kararlı bir duruş sergilenmektedir. Türkiye’nin terörle mücadelesi, sadece terörist unsurlara yönelik olup, masum insanlara zarar verme amacı taşımamaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin terörle mücadelesinin haklı ve meşru bir temele dayandığı, ABD’nin gerçekleri çarpıtan iddialarının anlamının olmadığı ve insan hakları konusunda çifte standart uygulayan politikasını sonlandırması gerektiği vurgulanmıştır. Ülkenin demokrasi ve insan hakları konusundaki kararlılığı ve terörle mücadeledeki başarısı ön plandadır.
