Sırakaya, sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği bir açıklamada, özellikle Almanya olmak üzere farklı ülkelerden siyasilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB’ye yönelik gerçekleştirilen yolsuzluk soruşturması çerçevesinde tutuklanması hakkında yapılan açıklamaları yakından takip ettiklerini belirtti. Bu bağlamda, Türkiye’deki hukuk sistemini hedef alan “hadsiz, haksız ve mesnetsiz” iddiaların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir demokratik hukuk devleti olduğunu ve İBB’ye yönelik yolsuzluk soruşturmasının son derece şeffaf bir şekilde gerçekleştirildiğini dile getiren Sırakaya, hukuki sürecin açık bir biçimde devam ettiğini ifade etti. Bu konudaki resmi açıklamalar, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekerken Sırakaya’nın açıklamaları da önemli bir yer edinmekte. Olayın gerçekleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiğini savunan Sırakaya, bu tür beyanların Türkiye’ye zarar verme amacı taşıdığını dile getirdi.
Sırakaya’nın açıklamalarında Berlin Eyaleti Ekonomi Bakanı Franziska Giffey’in gerçekleştirdiği bir etkinlikte Türk adalet sistemine yönelik sarf edilen sözleri sert bir dille kınadığı görüldü. Giffey, Berlin’deki bir sivil toplum kuruluşunun düzenlediği Ramazan Bayramı buluşmasında Türkiye’deki hukuki süreçlere dair eleştirilerde bulunmuştu. Sırakaya, bu tür kasıtlı ve yanlış bilgilendirmelerin Türk halkı ve Türkiye için son derece zararlı olduğunu belirterek, çifte standart uygulayanları eleştirdi. Özellikle Fransa’da belirli durumlardaki sessizliğe dikkat çekerek, “Bebeklerin, çocukların ve masumların canice katledilmesine sessiz kalanların, Türkiye’ye adalet dersi veremeyeceklerinin” altını çizdi.
Bu bağlamda, yürütülen hukuki süreçlerin etkilenmesine yönelik her türlü girişimin, Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını zedeleyeceğini vurgulayan Sırakaya, bu durumu “siyasi, insani ve vicdani sorumsuzluk” olarak nitelendirdi. Sırakaya, Türk yargısının bağımsız ve tarafsız bir şekilde işlevini yerine getirdiğini ifade ederek, Almanya ve Avrupa’daki tüm siyasilere ve politikacılara, Türkiye gibi başka ülkelerin hukuk sistemlerine saygı gösterme çağrısında bulundu.
Uluslararası camiada Türkiye’nin yargı sürecine yapılan eleştirilerin, çoğu zaman siyasi bir motivasyon taşıdığını ifade eden Sırakaya, bu tür açıklamaların esasen adalet arayışı ve hukukun üstünlüğü bakımından zararlı olduğunu belirtti. Sırakaya’nın bu açıklamaları, Türkiye’nin yargı sürecinin adil ve tarafsızlık ilkeleri üzerine inşa edildiğini bir kez daha hatırlatmaya ve uluslararası düzeyde adalet konusundaki standartların sorgulanmasına bir tepki olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, Sırakaya’nın açıklamaları sadece Türkiye’nin içindeki yargı süreçleri ile değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler ve hukuk açısından da büyük bir önem arz etmekte. Sırakaya, Türk yargısının bağımsız ve tarafsız bir yapıya sahip olduğunu vurgulayarak, bu tür eleştirilerin kabul edilemeyeceğini ve Türkiye’nin kendi yargı sistemine yönelik yapılacak her türlü müdahalenin, uluslararası ilişkilerde büyük sorunlara yol açabileceğini ifade etti. Dolayısıyla, bu durumun, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda ilerlemesi için ciddi bir engel teşkil ettiğini belirtti. Bu süreçte, uluslararası siyasilerin Türkiye’nin hukuk sistemine olan saygısını artırmaları gerektiğini savundu.
Yine, Sırakaya’nın açıklamaları, uluslararası toplumda adalet anlayışının evrensel standartlara uygun olarak işlemelidir görüşünü de öne çıkarmaktadır. Bu bağlamda, Sırakaya’nın yaptığı çağrı, sadece Türkiye için değil, hukuk sisteminin her ülkede bağımsız ve tarafsız kalmasının önemini vurgulamak açısından da dikkat çekicidir. Bu sebeplerle, Sırak
