MEHTAP GÖKDEMİR / Ankara – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisini ve stratejisini net bir şekilde ifade etti. Erdoğan, “Bu saatten sonra Suriye’nin bir kez daha bölünmesine izin veremeyiz. Suriye halkının özgürlüğüne, yeni yönetiminin istikrarına, topraklarının bütünlüğüne yönelik her saldırı, karşısında Suriye halkıyla birlikte bizi de bulacaktır” diyerek, Türk hükümetinin bu konudaki kararlılığını ortaya koydu. Bu açıklama, Türkiye’nin Suriye politikası açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir.
Türkiye, Suriye’deki gelişmeleri yakından takip etmeye devam ederken, MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) de bu konuda sert bir duruş sergiledi. MHP’li milletvekili Özdemir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bütçe görüşmeleri sırasında İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırgan faaliyetlerine dikkat çekti. Özdemir, “İsrail’in Suriye’de hiçbir gerekçe ve hukuka dayanmadan sürdürdüğü saldırganlığa karşı teyakkuzda olunması gerektiğini” ifade ederek, uluslararası hukukun ihlal edildiğine dair endişelerini dile getirdi.
Özdemir’in açıklamaları, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından tedirgin edici bir durumu gündeme getirdi. MHP’li milletvekili, “İsrail’in Suriye’deki işgal girişimleri yalnızca Golan Tepeleri ile sınırlı kalmayacak gibi durmakta. İsrail, Şam’a 20 kilometreye kadar yaklaşmıştır. Bu durum, yakın bir süre içerisinde İsrail ile fiziki temas hattına girebileceğimiz anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullanarak, bölgedeki gerginliğin tırmanabileceğine dikkat çekti.
Bu bağlamda, Özdemir, Türkiye’nin ulusal güvenliğinin sağlanması ve sınırların korunması açısından angajman kurallarının bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Suriye’deki durumun kritik bir aşamaya geldiğini belirten Özdemir, Türkiye’nin bu durumda nasıl bir strateji izleyeceğinin önem taşıdığını ifade etti. Gelişmelerin, bölgedeki güç dengelerini etkileyebileceği ihtimali üzerine de düşünerek, Türkiye’nin olası hamlelerinin dikkatlice planlanması gerektiğini ekledi.
Türkiye’nin Suriye’deki tutumu, yalnızca askeri stratejilerle değil, aynı zamanda diplomatik ilişkilerle de şekilleniyor. Türkiye, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne büyük önem atfederken, aynı zamanda Müslüman halkın özgürlüğünü savunmaya devam ediyor. Bu durum, hem iç politikada hem de dış politikada oldukça önemli bir yer tutuyor. Öte yandan, MHP’nin bu konuda sert bir duruş sergilemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da benimsediği politikaların arkasında geniş bir destek olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Suriye politikasında aldığı bu net tavır, hem iç dinamikler hem de uluslararası ilişkiler açısından kayda değer bir gelişme. MHP’li Özdemir’in açıklamaları, Türkiye’nin sınır güvenliği ve ulusal çıkarları açısından atılan adımların gerekli olduğunu ortaya koyarken, bölgedeki jeopolitik durumun daha da karmaşık hale gelebileceğini göstermektedir. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol haritası çizeceği ise tüm gözlerin üzerinde toplanmasına neden oluyor.