Türkiye’nin İsrail’e bazı ürünlerin ihracatını kısıtlama kararına yanıt olarak İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Türkiye’ye karşı ticari tedbirler alacaklarını açıkladı. Katz, Türkiye’nin ticaret anlaşmalarını ihlal ettiğini belirterek, ABD Kongresi’ne de çağrıda bulundu. Katz, Türkiye’nin Hamas’a verdiği destek nedeniyle Türk halkının ekonomik çıkarlarını feda ettiğini söyleyerek, İsrail’in Türkiye’ye karşı ticari tedbirler alacağını vurguladı. Katz, Türkiye’deki yatırımların durdurulması ve ürün ithalatının engellenmesi için ABD’deki kuruluşlarla temasa geçeceklerini ifade etti. Ayrıca, Kongre tarafından Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını söyledi.
Ticaret Bakanlığı, İsrail’in Gazze’deki soykırım operasyonunun 186. gününde İsrail’e ihracat kısıtlaması getirdiğini duyurdu. Bu kısıtlama kararı inşaat demirinden yassı çeliğe, mermerden seramiğe kadar 54 ürün grubunu içeriyor. Bakanlık, İsrail’in Gazze’de ateşkes ilan etmesi ve yardıma izin vermesi şartıyla kısıtlamaların kalkacağını belirtti.
İsrail’e ihracatı kısıtlanan ürünler arasında alüminyum profiller, boyalar, bakır teller, çimento, demir-çelik inşaat malzemeleri gibi birçok ürün bulunmaktadır. Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan bu liste, İsrail’e karşı alınan ekonomik tedbirlerin bir parçasını oluşturmaktadır. Bakanlık, Türkiye’nin bu kısıtlamaları derhal uygulamaya koymuş ve sürekli olarak gözden geçireceğini belirtmiştir. Bu adımın, Türkiye’nin dış politika kararlarına bir yanıt olduğu ve uluslararası ilişkilerdeki gerilimi artırabileceği belirtilmektedir.
Bu gelişmeler, Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkilerde yaşanan sorunların derinleştiğini göstermektedir. İki ülke arasındaki çıkar çatışmaları ve siyasi gerilimler, ticaret alanında da kendini göstermeye başlamıştır. Bu durum, gelecekteki ekonomik ilişkilerin nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlik yaratmaktadır. Türkiye’nin aldığı bu karara İsrail’in nasıl bir yanıt vereceği ise merak konusu olarak öne çıkmaktadır. Bu gelişmelerin, bölgedeki siyasi ve ekonomik dengeler üzerinde etkileri olabileceği ve uluslararası toplumun da bu durumu yakından takip edeceği düşünülmektedir.