1. Haberler
  2. Gündem Haberleri
  3. Türkiye’nin Suriye Stratejisinde Büyük Yenilgi!

Türkiye’nin Suriye Stratejisinde Büyük Yenilgi!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Suriye meselesi gündeme geldiğinde sıkça Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şam-Emevi Camisi’nde kılınacak Cuma namazı” ifadesi ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabındaki Türkiye’ye biçilen roller hatırlanmaktadır. Davutoğlu’nun stratejisi özetle; “Türkiye, coğrafi ve tarihsel mirasından kaynaklanan potansiyel güç unsuru ve hak sahibidir. Kademeli stratejiler ve havza politikaları ile bu havzaların şekillendirilmesinde etkin olmalıdır.” şeklinde yorumlanabilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin NATO, Avrupa Birliği ve İkili İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlerdeki gücünü kullanarak, soğuk savaş sonrası dönemde söz sahibi olmasını hedeflemiştir.

Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç, Suriye politikalarıyla ilgili stratejik hatalar konusunda önemli açıklamalarda bulunmuş bir isimdir. Kılıç, bu konudaki konuşmasında, “Uluslararası ilişkilerde savunma diplomasisi, askeri diplomasi olarak da bilinir. Diplomasi ve savaşta stratejik hataların bedeli ağır olur ve bu hatalar operatif dokunuşlarla düzeltilemez,” demektedir.

Kayıplar ve Kazananlar

Kılıç, Suriye Savaşı’nın kaybedenleri arasında Türkiye’nin yer aldığını ifade ederek, “Cumhurbaşkanı ve eski başbakan Emevi Camii’nde namaz kılma iddiasını henüz gerçekleştirememiş olsa da HTŞ (Hayat Tahrir el Şam) lideri Colani, Suriye’nin başkenti Şam’da bu hayalini gerçekleştirmiştir,” diyerek Türkiye’nin durumu hakkında çarpıcı eleştirilerde bulunmuştur. Türkiye’nin Suriye’deki durumdan etkilenip etmediğini tartışırken, “Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılsa da, aslında Suriye’nin parçalanarak yok edilmesi planlarının bir parçası olduk,” demiştir.

Rusya ve İran gibi ülkelerin de kaybedenler arasında yer aldığını ancak Türkiye’nin en büyük kaybeden olduğunu belirtmektedir. Kazananlar arasında ise İsrail, ABD, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IBKY) ve PKK/PYD yer almaktadır. Burada dikkat çekici olan nokta, Türkiye’nin kara komşusu olan İsrail’in yayılmacı bir politika izleme potansiyelidir.

Emekli Tümgeneral Kılıç, Irak’ın kuzeyinde 2005 yılında kurulan sözde “Büyük Kürdistan’ın” devamında, PKK/YPG’nin ikinci bir devlet kurma aşamasına geldiğini kaygıyla izlediklerini aktarmaktadır. Türkiye, başta sınır illeri olan Hatay’da, İdlib’de yaşanan sorunlarla birlikte dört milyona yakın sığınmacı ile yeni bir göç dalgasının tehdidi altındadır.

Geçici Çözüm Yöntemleri

Türkiye’nin bu aşamada en az zararla nasıl çıkabileceğini araştıran Kılıç, birkaç temel öneride bulunmaktadır. İlk olarak, “ABD’ye rağmen terör koridoruna izin verilmemelidir,” ifadesinin altını çizer. Suriye’de PKK/PYD terör gruplarının temizlenmesi için kararlı adımlar atılması gerektiğine dikkat çekmiştir.

İkinci olarak, son yıllarda Türkiye’ye gelen Suriyelilerin geçici koruma statülerinin devam etmesinin gerekçesinin kalmadığını, bu nedenle zorunlu geri dönüş programlarının uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Ayrıca, İdlib bölgesi gibi sorunlu alanlarda yeni göç dalgalarının önlenmesi için Türkiye’nin önleyici tedbirler alması gerektiğini belirtmektedir.

Son olarak, “İdlib’de yeni bir terör yuvası oluşumuna izin verilmemeli,” diyerek, HTŞ’ye karşı müsamahasız uygulamalarla bu bölgenin istikrara kavuşturulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun yanı sıra, ABD’nin harekâtları konusunda Türkiye’nin bağıms

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Türkiye’nin Suriye Stratejisinde Büyük Yenilgi!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin