Türkiye’nin Afrika’da ekonomik, insani yardımlar ve diplomatik işbirlikleri ile dostluğunu kanıtladığı belirtilirken, aynı zamanda Almanya’da yayımlanan bir analizde Türkiye’nin Afrika’da etkili bir güç olduğu vurgulandı. Alman Yedek Askerleri Birliği internet sitesinde yer alan analizde, Konrad Adenauer Vakfının Sahel Programı Başkanı Ulf Laessing’in Türkiye’nin Afrika’daki gücünü değerlendirdiği ifadeler yer aldı.
Analizde, Türkiye’nin Avrupa’nın bıraktığı boşluğu doldurarak Afrika’da etkili bir güç haline geldiği ve net bir strateji ile hareket ettiği belirtildi. Türkiye’nin Afrika’daki fırsatları göz önünde bulundurduğu ve bu stratejinin 2011 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretiyle başladığı ifade edildi.
2002 yılında sadece 12 büyükelçiliği bulunan Türkiye’nin, 2022 sonunda 44 büyükelçiliğe sahip olduğu ve Afrika’da yeni bir satış pazarı bulduğuna dikkat çekildi. Türk şirketlerinin inşaat, tekstil, gastronomi gibi sektörlerde faaliyet gösterdiği ve Türk ürünlerinin birçok Afrika ülkesinde yer aldığı analizde belirtildi.
Türk savunma sanayisinin Afrika’da etkili bir konuma geldiği ve insansız hava araçları konusunda öne çıktığı vurgulandı. Bayraktar modeli insansız hava araçlarının özellikle Mali ve Burkina Faso orduları tarafından kullanıldığı belirtilirken, Türk savunma sanayisinin Avrupalıların bıraktığı boşluğu hızla doldurduğu ifade edildi.
Analizde ayrıca Türkiye’nin yumuşak güç stratejisi ile de Afrika’da etkili olduğu üzerinde duruldu. Türkiye’nin Afrika’daki imajını geliştirmek için iletişim ve eğitim alanlarında yatırımlar yaptığı ve Afrika’daki genç nüfusa burs imkanları sunarak sempati kazandığı belirtildi. Türkiye’nin Maarif Vakfı aracılığıyla Afrika’da Türk okulları açtığı ve öğrencilere destek olduğu vurgulanarak, Türkiye’nin Afrika’da yumuşak güç kullanarak etkili bir rol oynadığı ifade edildi.