Türkiye’yi Sarsan Skandal: Şanlıurfa’da Bebek Ölümleri!

AKP Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider’in kaçak villası için Çevre İl Müdürlüğü 7 ay önce yıkım kararı verdi. Bu kadar zamanda villa yıkılmadı, aksine bir de kaçak teras çıkıldı. Geçen ay bürokraside de sürpriz bir değişim oldu.  Kaçağı tespit ettiren İl Müdürü Bekir Çelen Çanakkale’de görevden alınarak Isparta’ya gönderildi. Isparta’da vekil olarak İl Müdürlüğü yapan Abdullah Borca ile Çanakkale’ye atandı.

Ayhan Gider

YAPI KAYIT BELGESİ YENİLENDİ

15 Mart 2024’te Yapı Kayıt Belgesi Komisyonu tekrar toplandı ve villa ile ilgili  ‘ilave imalatların kaldırıldığı ve ana yapısının 31 Aralık 2017’den önceki haline döndüğü tespit edilmiştir’ kararı verildi. Aynı yazıda, yapı kayıt belgesinin iptal edilmesiyle mağduriyetler doğuracağı göz önünde bulundurularak, ‘yapı kayıt belgesinin aktif edilmesine’ karar verildi. Komisyon kararı aynı gün İl Müdür Yardımcısı Funda Yalın tarafından ‘uygundur’ denilerek kabul edildi. Çiçeği burnunda İl Müdür Vekili Abdullah Borca da komisyon kararını Çanakkale İl Özel İdaresi ile belgenin ait olduğu Hafize İçin’e bildirdi.

Yenidoğan çetesinin elebaşı Dr. Fırat Sarı’nın terör örgütü PKK üyesi olmak, örgüte yardım ve yataklık suçlarından kesinleşen 5 yıl hapis cezası olduğu ortaya çıktı. Sarı, uzman hekim olarak görev yaptığı sırada zorunlu askerlik hizmetini yedek subay olarak yapmak istedi. Millî Savunma Bakanlığı ise subay olmaya engel suçlardan mahkûmiyeti  bulunduğu gerekçesiyle “Er olarak askerlik” kararı aldı.

Bunun üzerine Sarı, kararın iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) iptal davası açtı. Ancak 2 Şubat 2011’de davanın reddine karar verildi. Bunun üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. Hak ihlaline uğradığını, tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkının da ihlal edildiğini savundu.

ETKİN PİŞMANLIK İSTEMEDİ

2018 yılında Ankara İdare Mahkemesine yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan bebek katilinin son durağı AYM oldu. Er olarak askerliğin “Ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu” iddia etti. Yedek subay yapılmadığı için maaş da alamadığını belirtip birikmiş yedek subay maaşının ödenmesini istedi. AYM, başvurunun süre aşımı nedeniyle “kabul edilemez” olduğunu kararlaştırdı.

İddianamede örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheli Dr. Fırat Sarı,  yaklaşık 7-8 yıl önce Medisense Sağlık Hizmetlerini kurduğunu ve yüzde yüz hisseli sahibi olduğunu kaydetti.

Sarı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyledi ve şunları anlattı: “(Hastaneler) Bebek sayılarının artmasını istiyorlardı. Hasta tam iyileşmeden veya tedavi ret ile ailenin bebekleri almasından hastane yönetimleri zarar ettiklerinden dolayı bizim danışmanlık hizmetimizden şikayet ediyorlardı. Erken taburcu veya taburcu konularını hastanenin kendi doktorları karar vererek uygulardı.”

582 yıla kadar hapsi isteniyor

İddianameye göre çetenin liderleri Dr. Fırat Sarı ve  yöneticileri Dr. İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir. Bu sanıklar için 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez “resmi belgede sahtecilik” suçundan 582 yıla kadar hapis isteniyor.

Sistem nasıl işliyordu?

Çete, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfedip kendi anlaşmalı oldukları hastanelere yönlendirdiler ve faturalarını şişirterek çıkar sağladılar. Ayrıca bu yönlendirmeyi yaparken tedavi yöntemlerinin hastaya uygun olup olmadığına da bakılmadı.

Çeteye doktor mu haber verdi?

İstanbul’da 12 bebeğin ölümüyle ilgili soruşturmadaki HTS kayıtları bir skandalı da ortaya çıkardı. Yenidoğan çetesi için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden denetime giden doktorun, gizli soruşturmayı şüphelilere haber verdiği belirlendi. Soruşturmayı deşifre eden ise Dr. Yakup Karakurt. Karakurt, il sağlık müdürünün mesajını çete üyelerine gösteriyor: “Hakkınızda gizli bir dava var. Bir iki şey söyledi, hemen ayarladık, tekrar denetime gelmiş gibi yaptı.”

İktidar yeni bir açılım ve çözüm süreci ısıtıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerin elini sıkıp sohbet etmesi ile başlayan süreçte 16 Şubat 1999’dan bu yana İmralı’da hükümlü bulunan terörist başı Abdullah Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması gibi formüller tartışılıyor. Ancak daha önce Habur’da çadır mahkemeleri kurulmasına kadar uzanıp hendek olayları ve şehitlerle sona eren süreçteki gibi yeni bir hüsran endişesi var.

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Mehmet Uçum ile AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala ise eskisi gibi bir “Çözüm Süreci” olmayacağını savundu. 57 DEM Partili milletvekilinin müebbet hapse mahkum olanların 25 yıl yattıktan sonra denetimli serbest bırakılmasını içeren ve Öcalan’ı işaret eden 110 ayrı kanun teklifi vermesi, yeni sürecin işareti oldu.

HABUR VE ÇADIR MAHKEMESİ

Bu konuda AKP iktidarının 6. yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kürt sorunu çözülmeli” sözleriyle ilk adım atıldı. AKP yeni adımın ismini “Çözüm Süreci” olarak ortaya koydu. İlk yıllarda devlet adına Öcalan’la görüşmeler yapıldı. Öcalan’ın mektupları Kürtçe ve Türkçe olarak Nevruz kutlamalarında okutuldu. Çözüm Süreci 2014’te çıkarılan ‘terörün sona erdirilmesi’ kanunu ile yürürlüğe girdi.

Öcalan’ın çağrısı üzerine 34 PKK’lı Kandil’den gelerek Habur’dan giriş yaptı. 34 PKK’lı “pişman değiliz” demelerine rağmen serbest bırakıldı. Çözüm Süreci’nin 6. yılında büyük kayıplar yaşandı. Suruç’ta IŞİD’li bir canlı bomba kendini patlattı, 32 kişi öldü. 22 Temmuz 2015’te ise Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde görevli polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar sabaha karşı yataklarında uyurken şehit edildiler. Bu eylem, çözüm sürecinin bitişi olarak kabul edilir.

GÖRÜŞMELER AÇILIR MI?

Aylardır Öcalan ile ailesi ve avukatları görüşme yapamıyor. Yeni bir sürecin başlaması ile görüşmelerin tekrar açılması gündemde. Öcalan’ın yeğeni olan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın Adalet Bakanlığı’na yaptığı ‘yeğeni olarak görüşmek istiyorum’ başvurusu bulunuyor. Sürecin yeniden ilerletilmesi halinde bu görüşmenin gerçekleşebileceğine dikkat çekiliyor.

BÜYÜK KAYIPLAR YAŞANDI

1984 yılından itibaren eylemlerine başlayan terör örgütü PKK, binlerce asker, polis ve vatandaşı şehit etti. TBMM’de kurulan alt komisyonun raporuna göre 7 bin 918 kamu görevlisi şehit oldu. Terör örgütünün 1984-2012 arasında 22 bin 101 kayıp verdiği yine aynı raporda yer alıyor. Türkiye’nin ekonomisine PKK’nın verdiği zararın boyutu bilinmiyor. Yeni acılar yaşanmaması için terörün son bulması tüm kesimlerin ortak beklentisi.

İlnur Çevik: önce ABD ile konuşulmalı

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu Üyesi İlnur Çevik, ‘Yeni çözüm süreci olmayacak” dedi. Bir televizyon programına konuk olan Çevik, ilk çözüm sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ihanete uğradığını ileri sürerek yeni süreç için önce ABD ile konuşulması gerektiğini söyledi. Çevik, “Çözüm sürecinin başlangıcı falan yok. Öyle bir irade de yok. El sıkışmalar tamam, görsel olarak hoş ama altını dolduracak şu anda hiçbir şey yok. Şartlar oluşmuş durumda değil. Selahattin Demirtaş hapishanede, Abdullah Öcalan İmralı’da, hâlâ daha DEM milletvekilleri üzerinde büyük baskılar var, onların çoğunu vatan haini olarak gören geniş bir kesim var” dedi.

İlnur Çevik

DEM: Tartışmalara Öcalan’ı da dahil edin

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında konuştu. Ayşegül Doğan şunları söyledi: “Tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’a kapıları kapatırken bir yandan çağrı yapıyorsunuz. Açın Öcalan’ın yollarını, çağrınıza ne cevap vereceğini biz de duyalım. Bu tartışmalara Öcalan’ı dahil etmezseniz bunlar böyle tartışma olarak kalır, ilerleyemez.” Ayşegül Doğan, Kürt meselesinin çözüm sürecinin çoklu aktörlü bir yapıya sahip olduğunu ve tüm tarafların katılımıyla sağlıklı bir ilerleme kaydedilebileceğini söyledi.

Ayşegül Doğan

Kars’ın Sarıkamış ilçesinde kar yerini soğuk havaya bıraktı. İlçede hava sıcaklığının sıfırın altında 6 dereceye düşmesiyle araç camları buz, bitkiler ve bahçe çiçekleri kırağı tuttu.

Yollarda oluşan buzlanma nedeniyle arabalar kontrollü şekilde ilerleyebildi. Keklik Vadisi’ndeki küçük göletler, şelaleler dondu, buz sarkıtları oluştu. 

Vatandaşlardan Arda Turut, havaların soğuduğunu belirterek, “Sabah kalktık araçların camlarını temizledik. Arabayı çalıştıracağız, kendisini toparlasın ancak ısınır. Belli ki bir iki gün ayaz soğuk olacak.” dedi. 

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı verilere göre bugün ilçede yaklaşık 4 derece dolaylarında seyredecek olan hava sıcaklıkları gece saatlerinde tekrar eksi 5 seviyesine inecek. Tahminlere göre yarın ve salı günü bölgede karla karışık yağmur yağışı gözlenecek.

Olay, önceki gün akşam saatlerinde Nedim Zeydan Caddesi’nde meydana geldi. 9 çocuk annesi Hülya Düzen, henüz 2 katı yapılan bina inşaatında bekçi olarak çalışan eşi Emirhan Düzen’e çay götürdü. Bu sırada Hülya Düzen, asansör boşluğuna düştü. Eşinin çığlık sesini duyan Emirhan Düzen de koşarak yanına gitmek isterken dengesini kaybedip aynı yere düştü. Çift ağır yaralanırken, ihbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Çift, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Hülya Düzen doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Hayati tehlikesi bulunan Emirhan Düzen’in ise yoğun bakım ünitesindeki tedavisi sürüyor.

Götürüldüğü Hakkari Devlet Hastanesi’nde otopsi işlemleri tamamlanan Hülya Düzen’in cenazesi, bu sabah erken saatlerde yakınları tarafından teslim alındı. Yüksekova ilçesine getirilen Düzen’in cenazesi, TOKİ Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.