Yaşanan son olaylar, Türkiye’nin siyasi atmosferini bir kez daha derinlemesine etkiledi. Yoğun bakımda tedavisi devam eden Demokratik Eğitim ve Medya (DEM) Partisi Milletvekili ve Meclis Grup Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in kardeşi Ali Fuat Önder, hastaneye gelen bir grup ülkücünün dayanışma amacıyla kan vermek istediklerini açıkladı. Ülkücülerin, Sırrı Süreyya Önder için hastaneye gelerek destek olmak istemesi, özellikle toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Ali Fuat Önder, TELE1 medya kuruluşuna verdiği demeçte, o gece yaşananları anlatmış ve durumu detaylandırmıştır.
Ali Fuat Önder, hastaneye gelen ülkücülerin ziyaretinden dolayı oldukça duygulandığını ifade etti. Bu durum, aslında Türkiye’deki siyasi çatışmaların çok ötesinde bir dayanışma ruhunun hâlâ var olduğunun bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Kendisine duygusal bir bağ kuran ve eski Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanında koruma amirliği yapmış bir adamın da hastaneyi ziyaret ettiğini belirtti. Bu ziyaretin, geçmişten gelen dostlukların halen taze olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Ali Fuat Önder, yaşadığı duygusal anları şöyle aktardı: “Ben onu görme fırsatı bulamadım ama hastaneye bir grup ülkücü arkadaş gelerek kan vermek istemiş. Olayın ikinci gününde hastaneye gelmişler ve sağlık kuruluşunun buna önlem aldığını söylediler. Gerçekten de kan ihtiyacımız olmadı ama yine de sağ olsunlar, destek vermek için buraya kadar gelmeleri çok anlamlıydı. Ayrıca Hakkari’den otobüslere, araçlara doluşup gelenlerin olduğunu duyduk.” Bu tür olaylar, toplumu bir araya getiren unsurlar arasında nasıl bir köprü işlevi gördüğünün altını çizmektedir.
Ali Fuat Önder, hastaneye gelen ziyaretçilerin birinin kendisine yaklaşarak “kardeşini görmek istiyoruz” dediğini açıkladı. O yaşlı adamın gerçek bir hikâyenin parçası olduğunu hisseden Ali Fuat Önder, onunla tokalaştığını ve aslen Trabzonlu olduğunu öğrendiğini belirtti. Bu kişi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma amirliğini yaptığını ve 12 Eylül dönemindeki Mamak cezaevinde Sırrı Süreyya Önder’in de bulunduğunu aktardı. Ali Fuat Önder, “12 Eylül döneminde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile ağabeyim aynı cezaevinde kaldı. Aralarındaki sevgi ve saygı inanılmazdı,” ifadelerini kullanarak, geçmişin ne denli güçlü bağlar yarattığını anlattı.
Alınan bu ziyaretler ve desteklerin her biri, Sırrı Süreyya Önder’e olan ilginin ve özlemin bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Ülkücü camianın destek vermek için duyduğu heyecan, siyasi durumlardan bağımsız olarak insanî ilişkilerin öneminin altını çizmektedir. Bu tür sosyal bağların varlığı, gündemdeki siyasi gerginliklere rağmen insanların birbirlerine olan ilgilerinin ve desteklerinin devam ettiğinin bir kanıtıdır. Ali Fuat Önder’in aktardığı bu durum, birçok kişiye umut vermiştir; zira, dayanışma anlarının ne denli önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Sonuç olarak, bu olay sadece bir kardeşin kaderini değil, aynı zamanda toplumun dayanışma ruhunu da yansıtmaktadır. Ali Fuat Önder’in yaşadığı bu süreçte toplumun her kesiminden destek görmesi, Türkiye’nin sosyal dokusundaki bağların hala güçlü olduğunu göstermektedir. Böyle zamanlarda insanlık durumu ve dayanışmanın, siyasi ideolojilerin ötesinde bir yere sahip olduğu unutulmamalıdır. Sırrı Süreyya Önder’in tedavi süreci boyunca yaşanan bu olaylar, hem kişisel