Değerli Türk Milliyetçileri,
Değerli Atatürkçüler,
Size Silivri 9 Nolu Cezaevi’nden, B-43 nolu hücremden yazıyorum. 70 gündür buradayım ve sağlık durumum ile moralim Allah’a şükür olsun ki oldukça iyi. Bu süre zarfında 6 kilo verdim, fazla kilolarımdan kurtulmuş oldum. Bu süreç içerisinde 2 kez kan tahlili yaptırdım ve sonuçlar oldukça olumlu çıktı. Cezaevi personeli genellikle nazik, profesyonel ve eğitimli memurlardan oluşuyor. Günlerim, ortalama günde 10 avukat, milletvekili ve bakanlıktan özel izinli ziyaretçimle görüşmeler, okuma ve yazma ile geçiyor. Türkçe ve İngilizce bilimsel kitapların yanı sıra roman okuma faaliyetlerim de sürüyor. Özellikle değerli dostum Dr. Hayati Bice’nin yayına hazırladığı Türklerin Piri Hoca Ahmed Yesevi’nin “Divan-ı Hikmet” adlı eserini zaman zaman okuma fırsatı buluyorum.
Hoca Ahmet Yesevi’nin şöyle dediğini hatırlatmak isterim:
“Hoş görmemekte alimler sizin dediğiniz Türkçeyi
Ariflerden işitsen açar gönül ülkesini
Ayet-hadis anlamı Türkçe olsa uygundur
Anlamına yetenler yere koyar börkünü
Miskin, zayıf kul Hoca Ahmed yedi ceddine rahmet,
Farsça dilini bilse de Türkçeyi güzel söylemekte.”
Silivri’deki hücrede günlerim böyle geçiyor. Peki, neden Silivri’de bir hücredeyim? Hangi suçu işledim ki bir siyasi parti genel başkanı olarak tutuklandım ve bir hücreye konuldum? Üzerim her gün en az 30 kere aranıyor.
İDDİANAME EN ÇOK 1 AYDA ÇIKAR
Tutuklu olduğum suç isnadı, halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçudur ve Türk Ceza Kanunu’na göre cezası 1 ile 3 yıl arasında değişmektedir. Eğer 3 yıl ceza alsam bile, cezaevinde bu kadar uzun süre kalmam mümkün değildir. Üstelik, bu suçtan dolayı tutuklamada olmaması gereken bir durumla karşı karşıya olduğum halde, iddianamem hâlâ mahkemeye gönderilmedi. Bayramda beni ziyaret eden Türk ceza hukukunun önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Adem Sözüer, böyle bir iddianamenin hazırlanması için en fazla 2 hafta ile 4 hafta arasında bir sürenin yeterli olduğunu ifade etti.
Her 30 günde bir, tutukluluğum uzatılıyor. Hakimler tutukluluğumu uzatırken “güçlü suç şüphesi” gibi nedenlerden bahsediyorlar. Ancak suç şüphesi ile değil, suçlu bulunmam halinde serbest kalacağıma dair bir durum söz konusu. Kaçma riskimin bulunmadığını ve karartacağım bir delilin de olmadığını önemli bir dipnot olarak belirtmek isterim.
SUÇUM ANAYASAYI SAVUNMAK
Ben Silivri’de bir suç işlediğim için hapis cezasına çarptırılmadım; 64 yaşındayım ve bugüne kadar hiç suç işlemedim. Suçum, Türk milletini sevmek ve Türk devletine sadakat ile bağlı olmaktır. Suçum, İmralı Sürecinin Birinci Açılımı yani terörle müzakere sürecinin Türkiye’ye ve Türk milletine zarar vereceği endişelerini taşımaktır. Bu endişeyi dile getirdim ve suçum Anayasayı savunmaktır. Türk milletini ifade eden 66. maddenin melezleştirilmesine karşı çıkmak, ülkemizde Türk milletinin ayrılmaz parçası olan farklı grupların anayasaya “kurucu halk” olarak yorumlayacakları bir şekilde girmesine karşı çıkmak