“`html
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Lefkoşa’nın Rum kesiminde büyükelçilik açmasının ve bu devletlerin Güney Kıbrıs’ı “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımasının, Türk dış politikasının büyük bir iflası olduğuna dikkat çekti. Uysal, ayrıca bu durumun, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllarca süregelen birikimlerini nasıl göz ardı ettiğinin bir göstergesi olduğunu öne sürdü. Uysal, “AKP sadece bu ülkenin asırlık birikimini satmakla kalmadı, Kıbrıs’ı da gözden çıkardı” ifadelerini kullandı.
Uysal, SÖZCÜ’ye verdiği bir röportajda, “Aksakallı Binali Bey nerede?” şeklinde bir soru sorarak, durumun ciddiyetine dikkat çekti. Ülkenin gündeminin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP tarafından belirlenen suni konular etrafında döndüğünü belirten Uysal, bu durumun vatandaşları nasıl etkilediğine dair eleştirilerde bulundu. “Ülke, AKP’nin tayin ettiği bir gündemi konuşurken, vatandaş AKP iktidarı ve Erdoğan’ın suni gündemlerine maruz bırakılıyor. Bu sırada ya bir torba yasa ile özgürlükler törpüleniyor ya da bir devlet malı, kamu malı daha peşkeş çekiliyor. AKP’nin beceriksizliği ile bir milli dava daha terk ediliyor” dedi.
Uysal’ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, Türk Devletleri Teşkilatı’na bağlı danışma kurulu olarak görev yapan ve başkanlığını AKP’nin eski başbakanı Binali Yıldırım’ın yaptığı ‘Aksakallar Konseyi’nin bu ciddi durum karşısında nasıl tepki verdiği oldu. Uysal, “Ülkenin güvenliğini satanlar, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını kaça sattı?” diyerek, Konsey’in sessiz kalmasını eleştirdi.
Gültekin Uysal’ın eleştirileri, Türkiye’nin dış politikası üzerindeki tartışmaları yoğunlaştırırken, özellikle Kıbrıs meselesinin nasıl bir zemin kazandığını vurguladı. Uysal’ın açıklamaları, Türk siyasi tarihindeki önemli köşe taşlarından biri olan Kıbrıs meselesinin, yeni bir kriz noktasına doğru sürüklendiğini gösteriyor. Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana önemli bir özerk geçmişe sahip olan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünün zaman içinde nasıl değiştiği ve dış politikada atılan adımların sonucunda neler yaşandığı, uluslararası ilişkiler açısından büyük bir önem taşıyor.
Özellikle son yıllarda, Kıbrıs meselesi üzerine yapılan diplomasi hamleleri ve bölgedeki uluslararası güçlerin etkisi, Türk toplumunun büyük bir bölümünde kaygıya neden oluyor. Gültekin Uysal, bu konuyla ilgili olarak, AKP hükümetinin hem iç siyasette hem de dış siyasette izlediği stratejilerin bu denklemler üzerinde nasıl bir etki yarattığını sorguladı. Uysal, “Türkiye’nin geçmişteki bağımsızlık mücadelesi ve Kıbrıs Türklerinin varlığı, bugün ne kadar ciddi bir tehdit altındadır?” sorusunu ortaya atarak, AKP’nin Kıbrıs konusundaki politikalarını daha da sorgulatıcı bir hale getiriyor.
Sonuç olarak, Gültekin Uysal’ın açıklamaları sadece mevcut siyasi durumu irdelemekle kalmayıp, Türkiye’nin gelecekteki Kıbrıs politikalarının da tartışmalara açılmasına yol açtı. Uysal’ın ifadeleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, farklı siyasi perspektiflerden gelen yorumlar ve analizler de gündeme gelmeye başladı. Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklarını ne ölçüde koruyabileceği ve bu bağlamda nasıl bir strateji izleye
