Van’da, dananın kaçması üzerine yaşanan ilginç bir olay, tuşba ilçesinin İskele Mahallesi‘nde gerçekleşti. Burada kasaplık yapan Veysel Gülce, danayı bir kamyonete yüklemeye çalıştığı sırada hayvanın kaçtığını belirtti. Hayvanın kaçışı, süreçte yaşanan bir panik ve kovalamaca halini alırken, olayın gelişimi de son derece merak uyandırıcı oldu.
Dana, kaçış sırasında suya girdi ve Van Gölü’ne doğru ilerlemeye başladı. Veysel Gülce, bu durumu kontrol altına almak için hızla Sahil Güvenlik Komutanlığı‘na haber verdiklerini ifade etti. Ayrıca, mahallede balıkçı teknesi olan bir arkadaşından da yardım talep ettiklerini dile getirdi. Bu noktada, hem yerel halkın hem de resmi yetkililerin birlikte hareket etmesi, olayın çözüm sürecinde önemli bir rol oynadı.
Gülce, dananın boğulmaması için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı. Yaklaşık 2 saat süren çabaların ardından, dana kurtarılmayı başardı. Kurtarılan dana, herhangi bir zarar görmeden tekrar çiftliğe geri gönderildi. Veysel Gülce, daha önce de benzer bir olayla karşılaştıklarını ve o zaman iki büyükbaş hayvanı ekiplerin desteği sayesinde kurtardıklarını hatırlattı. Bu durum, hayvanların suya düşmesi ve kurtarılması konusunda yerel toplulukların dayanışma içinde hareket ettiğini gösteriyor.
Bu olay, sadece yerel halk arasında değil, sosyal medyada da kısa sürede yayıldı ve kullanıcılar tarafından ilginç bir kurtarma hikayesi olarak paylaşıldı. Dana kurtarma operasyonu, aynı zamanda Van Gölü çevresindeki ekosistemin ve bu doğal alanın korunmasına yönelik toplumsal bilincin de önemini gözler önüne serdi. Veysel Gülce’nin yaşadığı bu olay, insan ve doğa arasındaki etkileşimin en güzel örneklerinden birini oluşturdu.
Genel olarak ele alındığında, Van’daki bu kurtarma hikayesi, doğayla iç içe olan bir yaşam tarzının ve toplumsal dayanışmanın değerini bir kez daha kanıtlıyor. Yerel halkın, hayvanların ve doğal yaşamın korunmasına yönelik göstermiş olduğu çaba, hem gelecek nesillere örnek teşkil etmekte hem de bu tür olaylara dair umut vermektedir. Böylece, hayvanların yaşamını sürdürmesi için toplumsal bir sorumluluk bilincinin artması gerekliliği, bu olayla bir kez daha gözler önüne seriliyor.