Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 13 Nisan 2023 günü saat 10:53’te Van’da, 3.3 büyüklüğündeki bir deprem kaydedildi. Bu sarsıntıyı, sırasıyla 3.8, 4.1 ve 3.2 büyüklüğündeki başka depremler takip etti. Böylece, Van ilinde sadece iki saat içerisinde toplamda 11 deprem yaşanmış oldu. Günü ilerleyen saatlerinde çevre illerden, özellikle Amasya’dan hissedilen bir başka deprem meydana geldi. Amasya, Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre 4.7, Türkiye Acil Durum Yönetimi (AFAD) tarafından ise 4.6 olarak kaydedilen bir sarsıntı yaşadı. Samsun ve Tokat’tan da bu depremin hissedildiğine dair duyurular peş peşe geldi. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) üzerinde yer alan pek çok köye sahip olan Amasya’da bir olumsuz durum yaşanmaması sevindirici bir gelişme olsa da, meydana gelen depremlerin ne anlama geldiği hususunda birtakım meraklar başgösterdi. Van’daki depremler silsilesi ve Amasya’daki sarsıntının anlamı üzerine, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen ile Kocaeli Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ve Yerbilimci Doç. Dr. Bülent Doğan, Milliyet.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.
13 Nisan’da meydana gelen sarsıntıların yanı sıra, Amasya’nın deprem geçmişi de dikkate alındığında şehrin sismik potansiyeli üzerinde daha fazla durmak gerektiği anlaşılmaktadır. Özellikle, 14 Ağustos 1996 tarihinde Amasya’nın merkez üssü olarak belirtilen 5.4 ve 5.2 büyüklüğündeki depremler önemli sonuçlar doğurmuştu. Bu depremde, can ve mal kaybı yaşanması, bölgenin sismik tehlikelerini gözler önüne serdi. Amasya’nın Kuzey Anadolu Fayı’nın etkisi altındaki konumunda, tarihsel olarak birçok büyük deprem meydana geldi. Doç. Dr. Bülent Özmen, Amasya’nın Kuzey Anadolu Fayı’nın yanında Esençay-Merzifon Fayı, Ezinepazarı-Sungurlu Fayı, Turhal Fayı ve Almus Fayı gibi birçok aktif fay hattının üzerinde konumlandığını belirtti. Özmen, şunları ifade etti: “Amasya ili 27 Aralık 1939’da meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki Erzincan depremi, 20 Aralık 1942’deki 7.0 büyüklüğündeki Niksar-Erbaa ve 26 Kasım 1943’te gerçekleşen 7.6’lık Tosya-Ladik depremlerinden önemli derecede etkilenmiştir.” Bu depremlerin sonuçları oldukça yıkıcı olmuş ve çok sayıda can kaybı ile mal kaybına yol açmıştır. Özellikle 14 Ağustos 1996 tarihinde meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depremde, 1 kişi ölmüş, 9 kişi yaralanmış, toplamda ise 2.606 konut hasar görmüştü.
Amasya’daki depreme ait bilgiler EMSC’ye göre
Van’da başlayan depremler, Amasya ile sürmesi dikkat çekici bir olay olarak kaydedidi. Bu sarsıntıların birbirleriyle doğrudan bir bağının olmadığı düşünülse de, aynı gün içerisinde meydana gelen çok sayıda sismik hareket, yerel halk arasında endişeleri artırdı. Doç. Dr. Bülent Doğan’a göre, Van’da meydana gelen depremler önemli bir uyarı niteliğinde olabilirdi. Doğan, “Van ve çevresi, litosferik kabuğunda oldukça farklı deformasyon türleri ile dolu fayların bulunduğu bir alandır. Bu bölgede gerçekleşen 13 Nisan depremleri, daha büyük deprem oluşumlarına işaret edebileceğini düşündürüyor.” dedi. Öte
