1. Haberler
  2. Gündem Haberleri
  3. web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın

    CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Ömer Fethi Gürer ve Hikmet Yalım Elazığ’ın merkeze bağlı Koruk köyünde üzüm üreticilerinin sorunlarını dinledi. Çiftçilerin yoğun ilgili gösterdiği ziyaret adete miting havasında gerçekleşti.

    “ELAZIĞ HAK ETTİĞİ HİZMETİ ALMADI”

    Ziyarette çiftçilere konuşan ve Elazığ’ın her seçimde AKP’ye Türkiye ortalamasının üzerinde destek vermesine rağmen, hak ettiği hizmeti alamadığına dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şu ifadeleri kullandı;

    *Elazığ her anlamda sorunları yaşayan bir şehir. Her dönem 5-0 AK Parti… 20 Belediyenin en az 16-17 tanesi AK Parti ve AK Parti’ye verilen oylar Türkiye ortalamasının çok üzerinde. AK Parti’nin de bu şehrin seçmenlerinin AK Parti’ye verdiği destek ve güvenden kaynaklı buraya bir pozitif ayrımcılık yaparak sorunların çözüldüğünü düşündüm.

    *Ama seçim kampanyası başladı, yakın çalışma arkadaşlarımızla il, ilçe kadın kollarımızla köylerimizi ilçelerimizi beldelerimizi gezmeye başlayınca gördüm ki Elazığ, Tunceli’den daha sorunlu bir şehir ve Elazığ siyaseti vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik değil yalanla dolanla devam ettirilen bir süreç olarak götürülmüş ve bu kentte her şey tekelleşmiş.

    *Ticaret, siyaset, bürokratik atamalar tekelleşmiş, hizmet tekelleşmiş, kamu yaptırımları tekelleşmiş kamuya personel alımları tekelleşmiş. Bu tekelleşemeden yararlananlar da yine AK Parti’ye oy verenler değil. Sevili analarım, sevgili bacılarım biz size özgür bir Türkiye kuracağız. Özgür bir Türkiye yaratacağız.

    *28 Şubat faşist Zihniyetinin başını kapattılar diye, çocuklarının mezuniyet törenine alınmayan analarımıza, bacılarımıza sahip çıkacağız. Bu ülkede ‘Atatürk’ ün askerleriyiz’ diyen gençlerimize de sahip çıkacağız. Hiç endişeniz olmasın.

    *Bugün buraya Elazığ’da yaşanan üreticilerimizin tarım sektörü ile ilgilenene köylülerimizin sorunlarını gündeme taşımak hem Elazığ kamuoyunda hem de Türkiye’de gündem oluşturmak için geldik. Önümde üzüm üreticilerimizin koydukları üzüm kasaları var.

    *Elazığ’da aynı zamanda milli olarak üretilen şeker üreticilerimizde aynı sorunu yaşıyorlar. Aynı zamanda kayısı üreticilerimizde aynı problemi yaşıyor. İnanın bu şehir kendi kaderine terkedilmiş bir şehir. Yalan dolan siyasetiyle vatandaşın her dönem aldatıldığı bir dönem” diye konuştu.

    “AKP DÖNEMİNDE 5 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİMİZ YOK OLDU”

    Türkiye’nin 1980’de 28 milyon hektar tarım arazisine sahip olduğunun kimseye ihtiyaç duymayan dünyada 7 ülkeden biri olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı;

    *Adalet Kalkınma Partisi iktidarları döneminde 5 milyon hektara yakın tarım arazimiz yok oldu. Çiftçi sayımız Ziraat Odalarında 5 milyon yakın çiftçi varken; şuanda ÇKS’li çiftçi sayımız 2 milyon 300 binlere kadar kadar geriledi. Yani tarımda Türkiye’ye dayatılan ve uygulanan sistemle üreticiyi bitirdiler ve süreç olumsuz bir biçimde gelişiyor.

    *Tohumu, ilacı, gübresi, mazotu işçiliği artıyor. Üretenin geliri düşüyor. Tüketen pahalı ürün alıyor. Aracı ve ithalatçılar bu ülkenin kanını emiyor. Bakınız sizin buranın üzümünü çoğu kişinin evine üzüm girmemiştir. Ama ürettiğiniz ürünün masrafını alamıyorsunuz ve kara kara düşünüyorsunuz.

    *Çünkü  yaşamınızdaki geliriniz buna bağlı. Öbür tarafta kavun, karpuz tarlada kalmış, domatesi 1,5 kiraya alan yok ama gidiyorsunuz. Markette domatesi 20 liradan vatandaş tüketiyor. Bu yönetimsizlikten  kaynaklanıyor. Tarımın siyaseti olmaz. Tarımda olması gerekenleri biz söylüyoruz.

    *Planlı, öngörülebilir, üreticiye sahip çıkan bir anlayışla tarımın sorunları bitkisel üretimde 1 yılda, bahçe üretiminde 5 yılda hayvancılıkta 3 yılda çözülür. Önemli olan zihniyet. Kimin yanındasınız kimden yanasınız. Eğer ithalatçının rantçının, bu sömürü düzeninden pay alanın yanındaysanız çiftçi böyle gelir ne olacak benim halim sorusuyla karşılaşırsınız. 

    “HESAP SORULMASINI BİLECEKSİNİZ”

    *En zor örgütlenen ayağa kalkan çiftçidir. Çünkü çiftçiler hep şükreder. Kazandığında verdiğini aldı mı mutludur. Ama bugün çiftçi artık ben bu işi bırakacağım diyor. İşin özü yönetimsizlikten kaynaklanan plansızlığa dayanan bir süre. Ama planlamadan ne anlıyorlar. 2 yıl üst üste ekilmeyen bir yeri Tarım İlçe müdürlükleri saptayacak ve sizin arazinize devlet el koyacak. Bu demir perde ülkelerinde bile olmayan bir sistem.

    *Sonra ne yapacak, 2 yıl burayı başkasına kiralayacak. o kiralanan yerden gelir sağlayanlar olacak. Size de kira bedelini getirip yatıracak. Türkiye ortalama 20 milyon ton buğday üretiyor. Ama her yıl ortalama 10 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Biz şunu soruyoruz, niye bu 10 milyon ton buğday Türkiye’de biz üretmiyoruz? Sorun burada anlayış farkımız. Biz üretelim hakça adil paylaşalım yurtdışına da bu ürünü biz satalım.

    *Bakınız değerli hemşehrilerim, sizde hak mücadelesini verirken hesap sorulmasını da bileceksiniz. ‘Ben üzümü ürettim, üzümün değer bulmasını sen sağla’ diyeceksin.  Kime, devlete. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Misak-ı milli sınırları içerisinde ülkemizin gelişmesini, büyümesini sorunlardan arınmasını ve kalkınmasını isteyen insanlarız. Bayrak kanununu biz çıkardık. İstiklal marşı kanunu biz çıkardık. biz bu ülkeyi seven insanlarız. o yüzden kalkıyor her alanda her yerde ülkemizin değerlerine sahip çıkıyoruz.

    *Çiftçilik, hayvancılık yapanlar alnının teriyle yaşamını sürdüren eli öpülesi insanlar sizlersiniz. Bakın hayvancılık yapan bir insanın ne pazarı var, ne bayramı bar. 1 kilo etin nasıl oluştuğunu bilmeyen insanlar, besiciyi, üreticiyi suçlamaya kalkıyorlar. Üreticilerin çektiklerinin farkında olmayanların konuştuğu bir ülke olmayacağız. Her yerde anlatıyoruz çözümsüz hiçbir sorun yoktur.

    *CHP İktidarında çiftçimiz, üreticimiz, işçisi, esnafı, emeklisi dar gelirlinin yüzü gülecektir. Bizim yüzümüz size dönük, onların ki sermayeye dönük. size sahip çıkanlara sahip çıkın. Biz çözümcüyüz. Kamucu bir anlayışlar sorunlara çözüm üreten halkın her kesiminin mutlu yaşayacağı rejimden ve düzenden yanayız.

    *Ne ezilen ne ezen, İnsanca hakça bir düzen diyenlerdeniz. Çözümsüz hiçbir şey yok. Önemli olan yapılacak olanı bilen liyakata dayalı, kamucu, köylüden çiftçiden, besiciden yana bir anlayışla sorunları sahiplenecek bir iktidarın olması… Biz bunu çözeriz, size bu üzümü de konuşturmayız.

web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Ömer Fethi Gürer ve Hikmet Yalım Elazığ’ın merkeze bağlı Koruk köyünde üzüm üreticilerinin sorunlarını dinledi. Çiftçilerin yoğun ilgili gösterdiği ziyaret adete miting havasında gerçekleşti.

“ELAZIĞ HAK ETTİĞİ HİZMETİ ALMADI”

Ziyarette çiftçilere konuşan ve Elazığ’ın her seçimde AKP’ye Türkiye ortalamasının üzerinde destek vermesine rağmen, hak ettiği hizmeti alamadığına dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şu ifadeleri kullandı;

*Elazığ her anlamda sorunları yaşayan bir şehir. Her dönem 5-0 AK Parti… 20 Belediyenin en az 16-17 tanesi AK Parti ve AK Parti’ye verilen oylar Türkiye ortalamasının çok üzerinde. AK Parti’nin de bu şehrin seçmenlerinin AK Parti’ye verdiği destek ve güvenden kaynaklı buraya bir pozitif ayrımcılık yaparak sorunların çözüldüğünü düşündüm.

*Ama seçim kampanyası başladı, yakın çalışma arkadaşlarımızla il, ilçe kadın kollarımızla köylerimizi ilçelerimizi beldelerimizi gezmeye başlayınca gördüm ki Elazığ, Tunceli’den daha sorunlu bir şehir ve Elazığ siyaseti vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik değil yalanla dolanla devam ettirilen bir süreç olarak götürülmüş ve bu kentte her şey tekelleşmiş.

*Ticaret, siyaset, bürokratik atamalar tekelleşmiş, hizmet tekelleşmiş, kamu yaptırımları tekelleşmiş kamuya personel alımları tekelleşmiş. Bu tekelleşemeden yararlananlar da yine AK Parti’ye oy verenler değil. Sevili analarım, sevgili bacılarım biz size özgür bir Türkiye kuracağız. Özgür bir Türkiye yaratacağız.

*28 Şubat faşist Zihniyetinin başını kapattılar diye, çocuklarının mezuniyet törenine alınmayan analarımıza, bacılarımıza sahip çıkacağız. Bu ülkede ‘Atatürk’ ün askerleriyiz’ diyen gençlerimize de sahip çıkacağız. Hiç endişeniz olmasın.

*Bugün buraya Elazığ’da yaşanan üreticilerimizin tarım sektörü ile ilgilenene köylülerimizin sorunlarını gündeme taşımak hem Elazığ kamuoyunda hem de Türkiye’de gündem oluşturmak için geldik. Önümde üzüm üreticilerimizin koydukları üzüm kasaları var.

*Elazığ’da aynı zamanda milli olarak üretilen şeker üreticilerimizde aynı sorunu yaşıyorlar. Aynı zamanda kayısı üreticilerimizde aynı problemi yaşıyor. İnanın bu şehir kendi kaderine terkedilmiş bir şehir. Yalan dolan siyasetiyle vatandaşın her dönem aldatıldığı bir dönem” diye konuştu.

“AKP DÖNEMİNDE 5 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİMİZ YOK OLDU”

Türkiye’nin 1980’de 28 milyon hektar tarım arazisine sahip olduğunun kimseye ihtiyaç duymayan dünyada 7 ülkeden biri olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı;

*Adalet Kalkınma Partisi iktidarları döneminde 5 milyon hektara yakın tarım arazimiz yok oldu. Çiftçi sayımız Ziraat Odalarında 5 milyon yakın çiftçi varken; şuanda ÇKS’li çiftçi sayımız 2 milyon 300 binlere kadar kadar geriledi. Yani tarımda Türkiye’ye dayatılan ve uygulanan sistemle üreticiyi bitirdiler ve süreç olumsuz bir biçimde gelişiyor.

*Tohumu, ilacı, gübresi, mazotu işçiliği artıyor. Üretenin geliri düşüyor. Tüketen pahalı ürün alıyor. Aracı ve ithalatçılar bu ülkenin kanını emiyor. Bakınız sizin buranın üzümünü çoğu kişinin evine üzüm girmemiştir. Ama ürettiğiniz ürünün masrafını alamıyorsunuz ve kara kara düşünüyorsunuz.

*Çünkü  yaşamınızdaki geliriniz buna bağlı. Öbür tarafta kavun, karpuz tarlada kalmış, domatesi 1,5 kiraya alan yok ama gidiyorsunuz. Markette domatesi 20 liradan vatandaş tüketiyor. Bu yönetimsizlikten  kaynaklanıyor. Tarımın siyaseti olmaz. Tarımda olması gerekenleri biz söylüyoruz.

*Planlı, öngörülebilir, üreticiye sahip çıkan bir anlayışla tarımın sorunları bitkisel üretimde 1 yılda, bahçe üretiminde 5 yılda hayvancılıkta 3 yılda çözülür. Önemli olan zihniyet. Kimin yanındasınız kimden yanasınız. Eğer ithalatçının rantçının, bu sömürü düzeninden pay alanın yanındaysanız çiftçi böyle gelir ne olacak benim halim sorusuyla karşılaşırsınız. 

“HESAP SORULMASINI BİLECEKSİNİZ”

*En zor örgütlenen ayağa kalkan çiftçidir. Çünkü çiftçiler hep şükreder. Kazandığında verdiğini aldı mı mutludur. Ama bugün çiftçi artık ben bu işi bırakacağım diyor. İşin özü yönetimsizlikten kaynaklanan plansızlığa dayanan bir süre. Ama planlamadan ne anlıyorlar. 2 yıl üst üste ekilmeyen bir yeri Tarım İlçe müdürlükleri saptayacak ve sizin arazinize devlet el koyacak. Bu demir perde ülkelerinde bile olmayan bir sistem.

*Sonra ne yapacak, 2 yıl burayı başkasına kiralayacak. o kiralanan yerden gelir sağlayanlar olacak. Size de kira bedelini getirip yatıracak. Türkiye ortalama 20 milyon ton buğday üretiyor. Ama her yıl ortalama 10 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Biz şunu soruyoruz, niye bu 10 milyon ton buğday Türkiye’de biz üretmiyoruz? Sorun burada anlayış farkımız. Biz üretelim hakça adil paylaşalım yurtdışına da bu ürünü biz satalım.

*Bakınız değerli hemşehrilerim, sizde hak mücadelesini verirken hesap sorulmasını da bileceksiniz. ‘Ben üzümü ürettim, üzümün değer bulmasını sen sağla’ diyeceksin.  Kime, devlete. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Misak-ı milli sınırları içerisinde ülkemizin gelişmesini, büyümesini sorunlardan arınmasını ve kalkınmasını isteyen insanlarız. Bayrak kanununu biz çıkardık. İstiklal marşı kanunu biz çıkardık. biz bu ülkeyi seven insanlarız. o yüzden kalkıyor her alanda her yerde ülkemizin değerlerine sahip çıkıyoruz.

*Çiftçilik, hayvancılık yapanlar alnının teriyle yaşamını sürdüren eli öpülesi insanlar sizlersiniz. Bakın hayvancılık yapan bir insanın ne pazarı var, ne bayramı bar. 1 kilo etin nasıl oluştuğunu bilmeyen insanlar, besiciyi, üreticiyi suçlamaya kalkıyorlar. Üreticilerin çektiklerinin farkında olmayanların konuştuğu bir ülke olmayacağız. Her yerde anlatıyoruz çözümsüz hiçbir sorun yoktur.

*CHP İktidarında çiftçimiz, üreticimiz, işçisi, esnafı, emeklisi dar gelirlinin yüzü gülecektir. Bizim yüzümüz size dönük, onların ki sermayeye dönük. size sahip çıkanlara sahip çıkın. Biz çözümcüyüz. Kamucu bir anlayışlar sorunlara çözüm üreten halkın her kesiminin mutlu yaşayacağı rejimden ve düzenden yanayız.

*Ne ezilen ne ezen, İnsanca hakça bir düzen diyenlerdeniz. Çözümsüz hiçbir şey yok. Önemli olan yapılacak olanı bilen liyakata dayalı, kamucu, köylüden çiftçiden, besiciden yana bir anlayışla sorunları sahiplenecek bir iktidarın olması… Biz bunu çözeriz, size bu üzümü de konuşturmayız.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Ömer Fethi Gürer ve Hikmet Yalım Elazığ’ın merkeze bağlı Koruk köyünde üzüm üreticilerinin sorunlarını dinledi. Çiftçilerin yoğun ilgili gösterdiği ziyaret adete miting havasında gerçekleşti.

Ziyarette çiftçilere konuşan ve Elazığ’ın her seçimde AKP’ye Türkiye ortalamasının üzerinde destek vermesine rağmen, hak ettiği hizmeti alamadığına dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şu ifadeleri kullandı; Elazığ her anlamda sorunları yaşayan bir şehir. Her dönem 5-0 AK Parti… 20 Belediyenin en az 16-17 tanesi AK Parti ve AK Parti’ye verilen oylar Türkiye ortalamasının çok üzerinde. AK Parti’nin de bu şehrin seçmenlerinin AK Parti’ye verdiği destek ve güvenden kaynaklı buraya bir pozitif ayrımcılık yaparak sorunların çözüldüğünü düşündüm. Ama seçim kampanyası başladı, yakın çalışma arkadaşlarımızla il, ilçe kadın kollarımızla köylerimizi ilçelerimizi beldelerimizi gezmeye başlayınca gördüm ki Elazığ, Tunceli’den daha sorunlu bir şehir ve Elazığ siyaseti vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik değil yalanla dolanla devam ettirilen bir süreç olarak götürülmüş ve bu kentte her şey tekelleşmiş. Ticaret, siyaset, bürokratik atamalar tekelleşmiş, hizmet tekelleşmiş, kamu yaptırımları tekelleşmiş kamuya personel alımları tekelleşmiş. Bu tekelleşemeden yararlananlar da yine AK Parti’ye oy verenler değil. Sevili analarım, sevgili bacılarım biz size özgür bir Türkiye kuracağız. Özgür bir Türkiye yaratacağız. 28 Şubat faşist Zihniyetinin başını kapattılar diye, çocuklarının mezuniyet törenine alınmayan analarımıza, bacılarımıza sahip çıkacağız. Bu ülkede ‘Atatürk’ ün askerleriyiz’ diyen gençlerimize de sahip çıkacağız.

Bugün buraya Elazığ’da yaşanan üreticilerimizin tarım sektörü ile ilgilenene köylülerimizin sorunlarını gündeme taşımak hem Elazığ kamuoyunda hem de Türkiye’de Gündem oluşturmak için geldik. Önümde üzüm üreticilerimizin koydukları üzüm kasaları var. Elazığ’da aynı zamanda milli olarak üretilen şeker üreticilerimizde aynı sorunu yaşıyorlar. Aynı zamanda kayısı üreticilerimizde aynı problemi yaşıyor. İnanın bu şehir kendi kaderine terkedilmiş bir şehir. Yalan dolan siyasetiyle vatandaşın her dönem aldatıldığı bir dönem diye konuştu.

Türkiye’nin 1980’de 28 milyon hektar tarım arazisine sahip olduğunun kimseye ihtiyaç duymayan dünyada 7 ülkeden biri olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı; Adalet Kalkınma Partisi iktidarları döneminde 5 milyon hektara yakın tarım arazimiz yok oldu. Çiftçi sayımız Ziraat Odalarında 5 milyon yakın çiftçi varken; şuanda ÇKS’li çiftçi sayımız 2 milyon 300 binlere kadar kadar geriledi. Yani tarımda Türkiye’ye dayatılan ve uygulanan sistemle üreticiyi bitirdiler ve süreç olumsuz bir biçimde gelişiyor. Tohumu, ilacı, gübresi, mazotu işçiliği artıyor. Üretenin geliri düşüyor. Tüketen pahalı ürün alıyor. Aracı ve ithalatçılar bu ülkenin kanını emiyor. Bakınız sizin buranın üzümünü çoğu kişinin evine üzüm girmemiştir. Ama ürettiğiniz ürünün masrafını alamıyorsunuz ve kara kara düşünüyorsunuz. Çünkü yaşamınızdaki geliriniz buna bağlı. Öbür tarafta kavun, karpuz tarlada kalmış, domatesi 1,5 kiraya alan yok ama gidiyorsunuz. Markette domatesi 20 liradan vatandaş tüketiyor. Bu yönetimsizlikten kaynaklanıyor. Tarımın siyaseti olmaz. Tarımda olması gerekenleri biz söylüyoruz. Planlı, öngörülebilir, üreticiye sahip çıkan bir anlayışla tarımın sorunları bitkisel üretimde 1 yılda, bahçe üretiminde 5 yılda hayvancılıkta 3 yılda çözülür. Önemli olan zihniyet. Kimin yanındasınız kimden yanasınız. Eğer ithalatçının rantçının, bu sömürü düzeninden pay alanın yanındaysanız çiftçi böyle gelir ne olacak benim halim sorusuyla karşılaşırsınız.

En zor örgütlenen ayağa kalkan çiftçidir. Çünkü çiftçiler hep şükreder. Kazandığında verdiğini aldı mı mutludur. Ama bugün çiftçi artık ben bu işi bırakacağım diyor. İşin özü yönetimsizlikten kaynaklanan plansızlığa dayanan bir süre. Ama planlamadan ne anlıyorlar. 2 yıl üst üste ekilmeyen bir yeri Tarım İlçe müdürlükleri saptayacak ve sizin arazinize devlet el koyacak. Bu demir perde ülkelerinde bile olmayan bir sistem. Sonra ne yapacak, 2 yıl burayı başkasına kiralayacak. o kiralanan yerden gelir sağlayanlar olacak. Size de kira bedelini getirip yatıracak. Türkiye ortalama 20 milyon ton buğday üretiyor. Ama her yıl ortalama 10 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Biz şunu soruyoruz, niye bu 10 milyon ton buğday Türkiye’de biz üretmiyoruz? Sorun burada anlayış farkımız. Biz üretelim hakça adil paylaşalım yurtdışına da bu ürünü biz satalım. Bakınız değerli hemşehrilerim, sizde hak mücadelesini verirken hesap sorulmasını da bileceksiniz. ‘Ben üzümü ürettim, üzümün değer bulmasını sen sağla’ diyeceksin. Kime, devlete. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Misak-ı milli sınırları içerisinde ülkemizin gelişmesini, büyümesini sorunlardan arınmasını ve kalkınmasını isteyen insanlarız. Bayrak kanununu biz çıkardık. İstiklal marşı kanunu biz çıkardık. biz bu ülkeyi seven insanlarız. o yüzden kalkıyor her alanda her yerde ülkemizin değerlerine sahip çıkıyoruz.

Çiftçilik, hayvancılık yapanlar alnının teriyle yaşamını sürdüren eli öpülesi insanlar sizlersiniz. Bakın hayvancılık yapan bir insanın ne pazarı var, ne bayramı bar. 1 kilo etin nasıl oluştuğunu bilmeyen insanlar, besiciyi, üreticiyi suçlamaya kalkıyorlar. Üreticilerin çektiklerinin farkında olmayanların konuştuğu bir ülke olmayacağız. Her yerde anlatıyoruz çözümsüz hiçbir sorun yoktur. CHP İktidarında çiftçimiz, üreticimiz, işçisi, esnafı, emeklisi dar gelirlinin yüzü gülecektir. Bizim yüzümüz size dönük, onların ki sermayeye dönük. size sahip çıkanlara sahip çıkın. Biz çözümcüyüz. Kamucu bir anlayışlar sorunlara çözüm üreten halkın her kesiminin mutlu yaşayacağı rejimden ve düzenden yanayız. Ne ezilen ne ezen, İnsanca hakça bir düzen diyenlerdeniz. Çözümsüz hiçbir şey yok. Önemli olan yapılacak olanı bilen liyakata dayalı, kamucu, köylüden çiftçiden, besiciden yana bir anlayışla sorunları sahiplenecek bir iktidarın olması… Biz bunu çözeriz, size bu üzümü de konuşturmayız.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Ömer Fethi Gürer ve Hikmet Yalım Elazığ’ın merkeze bağlı Koruk köyünde üzüm üreticilerinin sorunlarını dinledi. Çiftçilerin yoğun ilgili gösterdiği ziyaret adete miting havasında gerçekleşti.

“ELAZIĞ HAK ETTİĞİ HİZMETİ ALMADI”

Ziyarette çiftçilere konuşan ve Elazığ’ın her seçimde AKP’ye Türkiye ortalamasının üzerinde destek vermesine rağmen, hak ettiği hizmeti alamadığına dikkat çeken CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şu ifadeleri kullandı;

*Elazığ her anlamda sorunları yaşayan bir şehir. Her dönem 5-0 AK Parti… 20 Belediyenin en az 16-17 tanesi AK Parti ve AK Parti’ye verilen oylar Türkiye ortalamasının çok üzerinde. AK Parti’nin de bu şehrin seçmenlerinin AK Parti’ye verdiği destek ve güvenden kaynaklı buraya bir pozitif ayrımcılık yaparak sorunların çözüldüğünü düşündüm.

*Ama seçim kampanyası başladı, yakın çalışma arkadaşlarımızla il, ilçe kadın kollarımızla köylerimizi ilçelerimizi beldelerimizi gezmeye başlayınca gördüm ki Elazığ, Tunceli’den daha sorunlu bir şehir ve Elazığ siyaseti vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik değil yalanla dolanla devam ettirilen bir süreç olarak götürülmüş ve bu kentte her şey tekelleşmiş.

*Ticaret, siyaset, bürokratik atamalar tekelleşmiş, hizmet tekelleşmiş, kamu yaptırımları tekelleşmiş kamuya personel alımları tekelleşmiş. Bu tekelleşemeden yararlananlar da yine AK Parti’ye oy verenler değil. Sevili analarım, sevgili bacılarım biz size özgür bir Türkiye kuracağız. Özgür bir Türkiye yaratacağız.

*28 Şubat faşist Zihniyetinin başını kapattılar diye, çocuklarının mezuniyet törenine alınmayan analarımıza, bacılarımıza sahip çıkacağız. Bu ülkede ‘Atatürk’ ün askerleriyiz’ diyen gençlerimize de sahip çıkacağız. Hiç endişeniz olmasın.

*Bugün buraya Elazığ’da yaşanan üreticilerimizin tarım sektörü ile ilgilenene köylülerimizin sorunlarını gündeme taşımak hem Elazığ kamuoyunda hem de Türkiye’de gündem oluşturmak için geldik. Önümde üzüm üreticilerimizin koydukları üzüm kasaları var.

*Elazığ’da aynı zamanda milli olarak üretilen şeker üreticilerimizde aynı sorunu yaşıyorlar. Aynı zamanda kayısı üreticilerimizde aynı problemi yaşıyor. İnanın bu şehir kendi kaderine terkedilmiş bir şehir. Yalan dolan siyasetiyle vatandaşın her dönem aldatıldığı bir dönem” diye konuştu.

“AKP DÖNEMİNDE 5 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİMİZ YOK OLDU”

Türkiye’nin 1980’de 28 milyon hektar tarım arazisine sahip olduğunun kimseye ihtiyaç duymayan dünyada 7 ülkeden biri olduğunu hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı;

*Adalet Kalkınma Partisi iktidarları döneminde 5 milyon hektara yakın tarım arazimiz yok oldu. Çiftçi sayımız Ziraat Odalarında 5 milyon yakın çiftçi varken; şuanda ÇKS’li çiftçi sayımız 2 milyon 300 binlere kadar kadar geriledi. Yani tarımda Türkiye’ye dayatılan ve uygulanan sistemle üreticiyi bitirdiler ve süreç olumsuz bir biçimde gelişiyor.

*Tohumu, ilacı, gübresi, mazotu işçiliği artıyor. Üretenin geliri düşüyor. Tüketen pahalı ürün alıyor. Aracı ve ithalatçılar bu ülkenin kanını emiyor. Bakınız sizin buranın üzümünü çoğu kişinin evine üzüm girmemiştir. Ama ürettiğiniz ürünün masrafını alamıyorsunuz ve kara kara düşünüyorsunuz.

*Çünkü  yaşamınızdaki geliriniz buna bağlı. Öbür tarafta kavun, karpuz tarlada kalmış, domatesi 1,5 kiraya alan yok ama gidiyorsunuz. Markette domatesi 20 liradan vatandaş tüketiyor. Bu yönetimsizlikten  kaynaklanıyor. Tarımın siyaseti olmaz. Tarımda olması gerekenleri biz söylüyoruz.

*Planlı, öngörülebilir, üreticiye sahip çıkan bir anlayışla tarımın sorunları bitkisel üretimde 1 yılda, bahçe üretiminde 5 yılda hayvancılıkta 3 yılda çözülür. Önemli olan zihniyet. Kimin yanındasınız kimden yanasınız. Eğer ithalatçının rantçının, bu sömürü düzeninden pay alanın yanındaysanız çiftçi böyle gelir ne olacak benim halim sorusuyla karşılaşırsınız. 

“HESAP SORULMASINI BİLECEKSİNİZ”

*En zor örgütlenen ayağa kalkan çiftçidir. Çünkü çiftçiler hep şükreder. Kazandığında verdiğini aldı mı mutludur. Ama bugün çiftçi artık ben bu işi bırakacağım diyor. İşin özü yönetimsizlikten kaynaklanan plansızlığa dayanan bir süre. Ama planlamadan ne anlıyorlar. 2 yıl üst üste ekilmeyen bir yeri Tarım İlçe müdürlükleri saptayacak ve sizin arazinize devlet el koyacak. Bu demir perde ülkelerinde bile olmayan bir sistem.

*Sonra ne yapacak, 2 yıl burayı başkasına kiralayacak. o kiralanan yerden gelir sağlayanlar olacak. Size de kira bedelini getirip yatıracak. Türkiye ortalama 20 milyon ton buğday üretiyor. Ama her yıl ortalama 10 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Biz şunu soruyoruz, niye bu 10 milyon ton buğday Türkiye’de biz üretmiyoruz? Sorun burada anlayış farkımız. Biz üretelim hakça adil paylaşalım yurtdışına da bu ürünü biz satalım.

*Bakınız değerli hemşehrilerim, sizde hak mücadelesini verirken hesap sorulmasını da bileceksiniz. ‘Ben üzümü ürettim, üzümün değer bulmasını sen sağla’ diyeceksin.  Kime, devlete. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Misak-ı milli sınırları içerisinde ülkemizin gelişmesini, büyümesini sorunlardan arınmasını ve kalkınmasını isteyen insanlarız. Bayrak kanununu biz çıkardık. İstiklal marşı kanunu biz çıkardık. biz bu ülkeyi seven insanlarız. o yüzden kalkıyor her alanda her yerde ülkemizin değerlerine sahip çıkıyoruz.

*Çiftçilik, hayvancılık yapanlar alnının teriyle yaşamını sürdüren eli öpülesi insanlar sizlersiniz. Bakın hayvancılık yapan bir insanın ne pazarı var, ne bayramı bar. 1 kilo etin nasıl oluştuğunu bilmeyen insanlar, besiciyi, üreticiyi suçlamaya kalkıyorlar. Üreticilerin çektiklerinin farkında olmayanların konuştuğu bir ülke olmayacağız. Her yerde anlatıyoruz çözümsüz hiçbir sorun yoktur.

*CHP İktidarında çiftçimiz, üreticimiz, işçisi, esnafı, emeklisi dar gelirlinin yüzü gülecektir. Bizim yüzümüz size dönük, onların ki sermayeye dönük. size sahip çıkanlara sahip çıkın. Biz çözümcüyüz. Kamucu bir anlayışlar sorunlara çözüm üreten halkın her kesiminin mutlu yaşayacağı rejimden ve düzenden yanayız.

*Ne ezilen ne ezen, İnsanca hakça bir düzen diyenlerdeniz. Çözümsüz hiçbir şey yok. Önemli olan yapılacak olanı bilen liyakata dayalı, kamucu, köylüden çiftçiden, besiciden yana bir anlayışla sorunları sahiplenecek bir iktidarın olması… Biz bunu çözeriz, size bu üzümü de konuşturmayız.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin