Cuma günü para piyasalarında ciddi bir hareketlilik yaşandı. ABD’li Citigroup gibi yabancı yatırımcılar, kâr elde etmek amacıyla kısa vadeli TL pozisyonlarını artırdılar ve carry trade stratejisiyle Türk Lirası’ndan çıkış yaparak yüksek faizden kazanç elde ettiler. Ancak, bu durum, doların 32.77 TL’yi geçmesine neden oldu ve aniden yüzde 1 değer kazanmasına yol açtı.
Ekonomistler, Türkiye’nin sabit kur ve yüksek faize dayalı politikalarının sıcak para bağımlılığına geri dönmesinden endişe duyuyorlar. Yerel seçimlerin ardından swap ve TL tahvil piyasasındaki yabancı yatırımcı pozisyonları yaklaşık 24.3 milyar dolarlık bir sıcak para girişi sağladı. Ancak, hisse senedi piyasasında yabancıların satış yaptığı ve son dört haftada 1.3 milyar dolarlık hisse senedi sattığı görülüyor.
Yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasasındaki payı 7 Haziran itibarıyla yüzde 38.4 olarak kaydedildi. Ancak, bu oranın önceki hafta yüzde 39.1 olduğu görülüyor. Yabancı yatırımcıların hisse senetlerindeki stoku en yüksek seviyeye ulaştığı 24 Mayıs’tan bu yana düşüş yaşandığı ve 7 Haziran itibarıyla 39 milyar 517 milyon dolara gerilediği belirlendi.
Bununla birlikte, yabancıların tahvil piyasasındaki payı Mart 2020’den bu yana ilk kez yüzde 7’yi aştı ve yüzde 7.02’ye çıktı. Geçen hafta yabancıların tahvil stoku 10 milyar 616 milyon dolara yükseldi. Hisse senedi piyasasında yaşanan bu değişimler ve yabancı yatırımcıların pozisyonlarını yeniden düzenlemeleri, Türkiye ekonomisindeki dengeleri etkileyebilir ve spekülasyonlara neden olabilir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin finansal piyasalarında yaşanan bu değişimler ve yabancı yatırımcıların hareketleri, ekonomi uzmanları tarafından yakından takip ediliyor. Yüksek faiz ve döviz kurlarındaki oynaklık, Türk Lirası’nın değer kaybetmesine ve ekonomik belirsizliğin artmasına neden olabilir. Bu nedenle, piyasalardaki gelişmelerin titizlikle izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması önem taşımaktadır.