Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Habertürk’te katıldığı bir programda, geçmişte HDP heyeti ile gerçekleştirdiği görüşmeler ve Türkiye’nin siyasi gündemi hakkındaki değerlendirmelerde bulundu. Programda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik açıklamaları, ‘kayyum’ atamaları ve yeni bir ‘çözüm süreci’ ihtimali gibi konular gündeme geldi.
Akdoğan, son zamanlarda siyasi gelişmeleri takip etmediğini belirterek, Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklamaların kendisi üzerinde nasıl bir etki bıraktığını anlattı. O anki tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Kahvaltı yapıyorduk, bir anda çatalım elimden düştü. Devlet Bey’in ifade ettiği şeyler çok ileriydi ve bunları duyduğumda şok oldum. Zihnim 20 kat hızlı çalışmaya başladı.”
Bahçeli’nin “umut hakkı” gibi kavramlardan bahsettiğini belirten Akdoğan, bu açıklamaların önceden planlandığını ve önemli bir stratejik hamle olduğunu ifade etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi atmosferde bu gibi açıklamaların nasıl değerlendirileceği üzerine düşüncelerini paylaşan Akdoğan, kendisinin de bu durumu anlama çabasına girdiğini ifade etti. “Meslektaşlarıma baktım, herkes şok halindeydi. Kimse nasıl bir pozisyon alacağını kestiremiyordu. Top çeviren konuşmalar yapıyordu herkes.” dedi.
‘BİR RİSK, TEHLİKE VAR’
Akdoğan, o günlerde bir risk veya tehlike hissi taşıdığını ve Arap coğrafyasında yeni bir denklemin kurulmakta olduğunu düşündüğünü ifade etti. “O günlerde şöyle yorum yaptım; belki büyük bir dalga geliyor, bu nedenle içeride bütünlüğü muhafaza etmemiz lazım. Ya da Suriye’de yeni bir denklem kuruluyor ve buna ön hazırlık olarak böyle bir şey yapılabilir.” açıklamalarında bulundu.
‘BUNDAN MEMNUNİYET DUYDUM’
Eski bakan, Bahçeli’nin bu önemli inisiyatifinden dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti. “Bu konularla ilgilenen bir kişi olarak ben gerçekten bundan büyük memnuniyet duydum. Türkiye açısından bu noktaya gelinmiş olması önemlidir.” ifadelerini kullandı. Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı yüksek siyaset olarak nitelendiren Akdoğan, bu tür eylemlerin günlük siyasetin ötesinde yapıldığını belirtti. “Kimileri kartları yeniden belirler, kimileri sadece kart sallar. Günlük siyaset yaparsanız kart sallarsınız, fakat yüksek siyaset yaparsanız kart kararsınız.” dedi.
‘KAYYUM’ YORUMU: SEÇİLMİŞ İRADEYE VESAYET KURULMAMALI
Akdoğan, belediyelere kayyum atanması konusundaki değerlendirmelerini de açıkladı. “Devlet o kadar büyük bir mekanizma ki, bir anda makas değiştiremez. Kuvvetler ayrılığı vardır. Zamanın ruhuna göre hareket edilir.” dedi. Kayyum meselesine teorik bir bakış açısıyla yaklaşan Akdoğan, İsviçre’deki bir belediyeye kayyum atanmasından bahsetmenin geçerli olmadığını, bu durumun Türkiye’nin özgün koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Demokratik siyasi yapının terör ile nasıl iç içe geçtiğini aktaran Akdoğan, bu durumun anomali yaratığını ifade etti. “Bu bir anomalidir. Kayyum meselesi de bu anomalinin parçasıdır.” ifadelerini kullandı. Milli irade ve demokrasi açısından, halkın seçtiği bir belediye başkanına karşı başka bir iradenin vesayet kurmasının kabul edilemeyeceğini belirten Akdoğan, bu durumun çeşitli hukuksuzluklar doğurabileceğini belirtti. “FETÖ’de de benzer bir durum yaşanmıştı.