İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul Projesi çerçevesinde alınan rezerv alan ilanı ve çevre düzeni planı değişikliği kararlarının, İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonucunda açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, “Kanal İstanbul ve Yenişehir projesine yargı bir kez daha dur dedi! İstanbul ve tüm Marmara’yı korumak adına İstanbul’un Muhafızları var” sözleriyle durumu değerlendirdi.
Başkan İmamoğlu, bu iptalin gerçekten önemli bir gelişme olduğuna ve İstanbul’un korunması açısından bir adım daha atıldığına dikkat çekti. İstanbul’un çevresel ve şehircilik esaslarına uygun kararlarla yönetilmesi gerektiğini vurguladı. İmamoğlu’nun sosyal medya platformu X üzerindeki paylaşımında, “Açılan davada hem rezerv alan kararı, hem de Çevre Düzeni Planı şehircilik esasları bakımından iptal edildi. Mahkemenin çarpıcı tespitlerini herkes okumalı” ifadesi yer aldı. Bu ifadeler, şehircilik ve çevre koruma konularının ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu süreç, Kanal İstanbul Projesi’nin tartışmalı yapısını ve çevresel etkilerini yeniden gündeme getiriyor. Proje ile ilgili eleştiriler, İstanbul’un doğal yapısına zarar verme potansiyelinin bulunması, trafik yoğunluğunu artırması ve su kaynaklarına olumsuz etkileri gibi başlıkları kapsıyor. İmamoğlu’nun bahsettiği “İstanbul’un Muhafızları” ifadesi, çevre savunucularının ve hukuk mücadelesi veren grupların, şehirlerinin korunmasında ne denli aktif olduklarını ifade ediyor.
Mahkeme kararının ardından, İmamoğlu’nun bu konudaki duruşu daha da belirginleşmiş oluyor. Taksim’de düzenleyecekleri etkinlikler ve şehirde gerçekleştirmeyi planladıkları projeler ile birlikte, bu iptalin İstanbul için yeni bir dönemin başlangıcı olup olmayacağı merak ediliyor. Şehirdeki sivil toplum kuruluşları ve çevreci gruplar, bu kararı destekleyerek mahallelerinde çeşitli kampanyalar düzenlemeye hazırlanıyorlar.
Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı açıklamalar, Kanal İstanbul ve Yenişehir projelerine ilişkin yargı kararının önemini vurguluyor. Şehirdeki çevre koruma mücadelesinin daha da güçlenmesi, sivil toplumu ve halkı harekete geçirebilir. İstanbul halkının sağlıklı bir çevrede yaşayabilmesi ve doğal kaynakların korunabilmesi adına bu tür şeffaf ve duyarlı yaklaşımların sürdürülmesi gerekiyor.