Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına ilişkin tepkilerini dile getiren 115 isimden oluşan bir grup yazar, sanatçı ve gazeteci, bir basın açıklaması yaparak bu kararı kınadı. Açıklamada, Hakkari halkının ve tüm yurttaşların seçme ve seçilme hakkının çiğnenmesinin anayasaya ağır bir ihlal olduğu vurgulandı. Bu tür kayyum atamalarının ülkenin barış ve refahına darbe vurduğu, hukuksuz bulunduğu ve süreklilik kazanması durumunda kabul edilemez olduğu belirtildi.
Açıklamada, bütün yurttaşların eşit sahip olduğu seçme hakkına saygı gösterilmesi gerektiği ve Hakkari’ye atanan kayyumun geri çekilmesi çağrısında bulunuldu. Demokrasi ve hukukun gerektirdiği şekilde bu tür kayyum uygulamalarına son verilmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamayı imzalayan isimler arasında Abidin Parıltı, Ahmet Ümit, Ayşe Sarısayın, Orhan Pamuk gibi tanınmış isimlerin yanı sıra birçok yazar, gazeteci ve sanatçı yer aldı.
Bu isimler, kayyum atamalarının demokrasiye ve hukuka aykırı olduğunu belirterek bu gelişmeye karşı tepkilerini dile getirdiler. Türkiye genelinde bu tür uygulamaların artması durumunda ülkenin huzur ve istikrarının tehlikeye girebileceğini ifade ettiler. Ayrıca, seçme ve seçilme hakkının her yurttaşın en temel hakkı olduğunu ve bu hakkın gasp edilmemesi gerektiğini vurguladılar.
Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması kararına karşı gösterilen bu tepki, demokrasi ve hukukun işleyişi açısından önem taşımaktadır. Bu tür uygulamaların derhal durdurulması ve demokratik hakların korunması gerektiği vurgulanmıştır. İmzacılar, bu karara karşı sessiz kalmayarak demokratik haklarının gasp edilmesine karşı çıkmış ve halkın bu tür uygulamalara karşı sesini yükseltmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bu açıklama, kayyum atamalarına karşı geniş bir toplumsal tepkinin olduğunu ve demokrasinin güçlendirilmesi gerektiği yönünde önemli bir mesaj içermektedir.
Sonuç olarak, Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına tepki gösteren 115 isim, demokrasi ve hukukun gerektirdiği şekilde hareket edilmesi ve temel hak ve özgürlüklerin korunması gerektiği konusunda önemli bir duruş sergilemiştir. Bu tepki, Türkiye’de demokrasinin güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün korunması için atılmış önemli bir adımdır.