CHP Yönetiminin Sessizliği
Son dönemde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaretler ve saldırılar artış gösterdi. Ancak, bu durum karşısında kuşa böceğe tweet atan CHP yönetiminin ve özellikle belediye başkanlarının sessiz kalması dikkat çekiyor. Peki, bu sessizliğin ardında yatan nedenler neler olabilir?
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaretler karşısında CHP yönetiminin sessiz kalmasının birkaç nedeni olabilir:
1. Stratejik Sessizlik: CHP yönetimi, bu tür saldırılara doğrudan yanıt verilmemesi geçmişte el pençe duranların kendileri açısından stratejik bir sessizlik politikası mı? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplumsal karşılığından çekinilmiş olması mıdır? Yani bu, saldırıların daha fazla dikkat çekmesini engellemek ve gündemi değiştirmek amacıyla yapılmış bir tercih olabilir.
2. İç Disiplin ve Birlik: Parti kurumsal kimliği birlik beraberliği korumak ve iç disiplinin bozulmasını engellemek amacıyla yapılan saldırılara sessiz kalmayı tercih ederek, parti içindeki farklı görüşlerin çatışma ortamının oluşmasına ve seçmende huzursuzluk meydana getirmektedir. Nitekim seçmen bu huzursuzluğu çeşitli platformlarda dile getirmektedir.
3. Hukuki Süreçler: CHP yönetimi, hakaret ve saldırılarla ilgili parti içi hukuki süreçlerin işlemesini bekliyor olabilir. Ama süreçte yaşanılan aksaklıklar her geçen gün parti tabanında huzursuzlukların oluşmasını sağlamaktadır. Bu tür durumlarda, disiplin kurullarına güvenmek beklenebilir ama disiplin kurullarına atanan üyelerin geçmiş dönemdeki hal ve hareketleri seçmen tarafından olumsuz değerlendirilmekte ve karşılık görmemektedir. Seçmen bir an önce harekete geçilmesini bekliyor.
Belediye Başkanlarının Sosyal Medya Sessizliği
Belediye başkanlarının sosyal medyada aktif olmalarına rağmen, bu tür konularda sessiz kalmaları da dikkat çekici. İşte bu sessizliğin olası nedenleri:
1. Yerel Odaklılık: Belediye başkanları, genellikle yerel sorunlara ve projelere odaklanması beklenir. Fakat sosyal medyada her konuya ve olaya yorum yapmaktan kaçınmayan belediye başkanlarının, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaretler ve ithamlar olduğunda sessiz kalmaları düşündürücüdür. Madem siyaset yapılıyorsa eşit ve adalet ekseninde siyaset yapılmalıdır.
2. İmaj Yönetimi: Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, belediye başkanlarının imajını doğrudan etkiler. Bu nedenle, tartışmalı konulardan uzak durarak, daha pozitif ve yapıcı bir imaj çizmeye çalışabilirler.
3. Parti Disiplini: Belediye başkanları, parti yönetiminin belirlediği stratejiye uygun hareket etmek zorundadır. Bu nedenle, parti yönetiminin sessiz kalma politikasına uyum sağlamak amacıyla kendileri de sessiz kalmayı tercih edebilirler.
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaretler karşısında CHP yönetiminin ve belediye başkanlarının sessiz kalması, stratejik bir tercihten ziyade, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışının tezahürüdür. Bu sessizlik, hem parti içindeki birliği korumak hem de gündemi değiştirmeye çalışanların ekmeğine yağ sürmektedir. Görüldüğü üzere bu durum parti tabanında ve kamuoyunda farklı tepkilere yol açmaktadır. CHP’nin bu stratejiyi ne kadar sürdüreceği ve bu sessizliğin nasıl sonuçlanacağı, önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
