AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU / Ankara – Uganda ve Nikaragua örneklerine dair yapılan incelemeleri kapsayan raporda, anayasa yazımında “aşamalı” yöntem üzerine tartışmalar açılmıştır. Raporun önerileri arasında, toplumsal mutabakat sağlanan konuların anayasada yer alması, ihtilaflı meselelerin ise yasal düzenlemelerle ele alınması bulunmaktadır. Anayasa yazım süreçlerinin belirlenmesi için, halkın müzakerelere ve kabul süreçlerine aktif katılım gösterdiği ülkelerin araştırıldığı ifade edilmektedir.
Raporun içeriğine bakıldığında, toplumsal dinamizmin yüksek olduğu Güney Afrika, Uganda, Nikaragua ve İzlanda gibi ülkelerin Türkiye’ye yönelik pek çok ders çıkarabileceği vurgulanmaktadır. Özellikle Uganda ve Nikaragua’nın anayasa yazım süreçlerinin, Türkiye’nin kendi uygulamalarına uyarlanabilir nitelikte olduğu öne sürülmektedir. İzlanda örneği ise, en şeffaf süreçlerden biri olarak gösterilmekte, ancak Türkiye’nin mevcut şartları ile bu örneğin pek örtüşmediği belirtilmektedir. Bu ülkelerde halkın müzakere ve kabul süreçlerine katılımının genelde olumlu bir seyir izlediği ve bu durumun Türkiye için faydalı olabileceği açısından önem taşımaktadır.
Yeni anayasa yazımında aşamalı yöntemin tartışılması gerektiği ifade edilmektedir. Bu bağlamda, anayasa hazırlık sürecinden önce ihtilaflı ve sorunlu konuların tespit edilmesi gerektiği savunulmaktadır. Böylelikle, toplumun ortak kabullerinin öne çıkarılması, hazırlık sürecinin hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Aynı zamanda, tartışmalı konuların anayasa yerine kanunlarla düzenlenmesi, toplumun bölünmesine ve kutuplaşmasına yol açabilecek durumların anayasal bir problem haline gelmesini önleyecektir. Türkiye, bu yöntemi benimseyerek farklılıkların siyasallaşmasını da önleme imkânı bulacaktır.
Aşamalı yöntemin kurucu uzlaşıda tercih edildiği bazı ülkeler arasında İsrail, Hindistan, İrlanda ve İspanya bulunmaktadır. Bu ülkelerdeki ihtilaflı konular farklılık gösterse de benimsenen usul açısından benzerlikler bulunmaktadır. Bu noktada, Türkiye’nin kendi anayasa yazım sürecinde bu ülkelerden edinilecek deneyimlerin dikkate alınması büyük önem taşımaktadır. Özetle, önerilen aşamalı yaklaşım, Türkiye’nin anayasa yazım sürecinde daha sağlıklı bir zemin oluşturma potansiyeline sahiptir.