Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan, Köy Kanunu’nda değişiklikler öngören kanun teklifi Genel Kurul’daki görüşmelerin sona yaklaşmasıyla dikkat çekiyor. Bu kanun teklifinde; Köy Kanunu, İmar Kanunu, Yapı Denetimi Kanunu, Çevre Ajansı Kanunu gibi bir dizi farklı alanda düzenlemeler yer alıyor. Ancak en çok tartışma yaratan maddeler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na kentsel dönüşüm ve mülkiyet hakkına dair verdiği yeni yetkilerle ilgili. Önerilen 24 maddelik bu kanun teklifinde, 9. Maddede Bakanlığa her tür plan, arazi düzenlemesi ve kentsel tasarım projelerini onaylama yetkisi veriliyor. Bunun yanı sıra, 16. Madde, büyükşehir belediyelerinin idari özerkliğini azaltarak Bakanlığa yeni yetkiler devrediyor.
Teklifin 4. Maddesi ise, “imar hakkı aktarımı” düzenlemesiyle mülkiyet haklarının gaspını gündeme getiriyor. Demokratik Emek Partisi (DEM Parti) bu durumu, “Mahalli idarelerin görevlerini devre dışı bırakmak ve merkezi otoritenin kontrollü sürece dönüştürmek” olarak nitelendiriyor. Ayrıca, bu düzenlemelerin yandaş müteahhitlerin çıkarlarına hizmet edecek projelerin önünü açtığını savunuyorlar.
“Belediyelerin idari özerkliği ortadan kaldırılacak”
Teklifteki 16. Madde, büyükşehir belediyelerinin Belediye Kanunu ile tanımlanan idari özerkliğini ortadan kaldırıyor. Muhalefet, bu durumun belediyelerin yetkilerini kısıtladığını belirtiyor. Belediye Kanunu’nun 73’üncü maddesine göre, yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirme yetkileri bulunuyorken, yeni düzenlemeyle bu yetkiler bakanlık tarafından kontrol altına alınmakta.
Örneğin, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın yetkileri düzenlenirken, bu maddeyle birlikte “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı; Belediye Kanunu’nun 73’üncü maddesi kapsamındaki uygulamalara ilişkin gerekli hazırlık işlemlerini yürütür” ibaresi, müzakerelere konu oluyor.
“Çevre Bakanlığına verilen yetkiler de Cumhurbaşkanı’na verilmiş oluyor”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Seyit Torun, “Belediyelerin yetkileri alınıyor, Saray’a bağlanıyor. Bu durumda yetki gaspı gerçekleşiyor” şeklinde eleştiriyor. Torun, ayrıca teklifin rantiyeci bir anlayışla hazırlandığını vurguluyor ve bu tarz bir düzenlemenin bakanların Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olmasından dolayı aslında Cumhurbaşkanı’na yetki devri anlamına geldiğini belirtiyor.
“Bir sabah tapulu evinizin, bir arsayla değiştirildiğine tanıklık edebilirsiniz”
Kanun teklifinin tartışmalı maddelerinden biri olan 4. Madde, tapulu evlerin “imar hakkı aktarımını” düzenliyor. Bu düzenlemeyle, bir parselin umumi hizmet alanlarında kalması halinde imar hakkının başka bir parselde kullanılmasına müsaade ediliyor. Anayasa hukukçusu Tolga Şirin, bu durumun taşınmazlarda keyfi el atmalara sebep olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor ve “Bir sabah tapulu evinizin, imar hakkı aktarımı ile başka bir arsayla değiştirildiğine tanıklık edebilirsiniz” diyor.
DEM Parti’den muhalefet şerhi: İmar hakkı aktarımı değil, rant aktarımı!
DEM Parti, kanun teklifine dair sunduğu muhalefet şerhinde, 4. Maddede düzenlenen “imar hakkı aktarımı”