İstanbul’da, bebeklerin haksız kazanç sağlamak amacıyla ölümlerine sebep oldukları iddiasıyla yargılanan ‘Yenidoğan Çetesi’ davasında duruşmanın altıncı gününde, örgüt lideri doktor Fırat Sarı, savunma yaptı. Fırat Sarı, “Buraya gelmek istedim. Hayattan bir beklentim yok, artık her şeyi anlatmak istiyorum” diyerek başladı savunmasına. Sarı, duruşma sırasında hemşire Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök’ü suçlayarak, “Hayatımı kararttılar. Ekip varsa orada var” ifadelerini kullandı. Sarı ayrıca, uyguladıkları sistemin kendisi tarafından keşfedilmediğini, bu yapının davet edilerek kurulduğunu ve “Sen gel yap dediler” sözleriyle durumu açıkladı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmada, Fırat Sarı, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden önce güvenlik güçleriyle çalıştığını belirtti. “Hekim olarak, insan olarak yaşadığım toplumu, mesleğimi çok seviyorum. Ben onlara hizmet etmek istedim” diyerek hukuki durumunu anlattı. 2018 yılında Esenyurt’taki Reyap Hastanesi’nde çalışmaya başladığını ve çeşitli hastanelerden işletme teklifi aldığını ifade eden Sarı, “Bu yapıyı ben keşfetmedim. Onların işletmesi vardı daha önce. Bu yapıyı gördüm, yapabilir miyim diye düşündüm. Diğer sanık doktor İlker Gönen ile kafamız uyuştu. Sonra sayımız arttı. Hep teklif geldi. İşletme denilen yapı böyle başladı. Özel sağlıkta çok olan bir şey” dedi.
Sarı, bebeklerin sevk edilmemesi halinde öleceğini ve 112’ye rüşvet vermediğini belirtti. “112 gerçekten özverili yapıyor işi. Uygun yerimiz varsa biz hastayı alıyoruz” diyerek, bebeklerin sağlık durumları hakkında bilgi verdi. Karakoç bebek hakkında konuşan Sarı, “Bebeğin midesi şişmişti. Ayrıca yeni doğan bebekler zaten ilk hafta kilo kaybeder. Halime bebek öldü, 1 saat içinde geri getirdik. Daha sonra Çorlu Reyap Hastanesi’ne sevk ettik, ama çocuğun yaşamayacağı ortadaydı. Ailesiyle de konuştum; yaşasa bile özürlü kalacaktı” şeklinde savunmasını sürdürdü.
Mahkeme başkanı, sanık hemşire Bahar Kanık ile aralarındaki bir konuşmada, bebeğin fişini çekme ifadesi hakkında soru yöneltti. Sarı, “O bebek için çok mücadele ettik. Durumu kötü bir bebekti. Öyle bir şey yok ama. Niye fişini çeksin? Ben hastaların uzun yatışı ile para kazanıyorsam neden fişini çekeyim? Keşke konuşmasaydım. Bir espri yapılmış ama yapılmaması lazımdı” diyerek olayın yanlış anlaşıldığını ifade etti.
Savcının “Bir konuşmanda ‘bu sistemden herkes nasipleniyor’ dediğin, bu sistem nedir?” sorusuna ise Sarı, “Ticari bir ilişkiden bahsediyorum” cevabını verdi. Savcının “Neden çalışanlarının üzerine şirket kuruyorsun?” sorusuna Sarı, “Çalışan doktorlarımızı ortak edecektim o şirkete. Medisense benimdi, oraya ortak almak istemedim” şeklinde yanıtladı. Cumhuriyet savcısının, “Sanık Hakan Doğukan ‘ben çocuk öldürmem Fırat Hocanın dediği gibi ilacını kesmem’ diyor, açıklar mısın?” sorusuna karşılık, Sarı, “Ben çocuğun ilacını neden keseyim, kabul etmiyorum” şeklinde bir yanıt verdi.
Duruşmanın sonunda mahkeme, bir sonraki duruşmanın 26 Kasım 2023 tarihinde yapılmasına karar verdi. Bu dava sürecinin Türkiye yapısındaki sağlık sistemini sorgularken, olayın ardından gelen toplumsal tepkiler ve öfke, durumun aciliyetini ve kamuoyunun duyarlılığını artırmaktadır.